• Mardin13 °C
  • Diyarbakır7 °C
  • Batman8 °C
  • Şırnak5 °C
  • İstanbul15 °C
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Sevgili Genç Neden Vazgeçmemelisin?
04 Aralık 2025 Perşembe 22:21

Sevgili Genç Neden Vazgeçmemelisin?

Yürekler yorgun, yüzler düşünceli. Bir otobüs durağında sessizce bekleyen gençler endişeli. İşine gitmek için yola koyulanların zihinleri dağlar dolusu sorularla dopdolu...
Yürekler yorgun, yüzler düşünceli. Bir otobüs durağında sessizce bekleyen gençler endişeli. İşine gitmek için yola koyulanların zihinleri dağlar dolusu sorularla dopdolu...
Kimileri çıkmış iş arıyor, kimileri işten çıkıp hayal kurmaya çalışıyor. Ekranlarda başarı hikâyeleri hızla akarken, gerçek hayat çoğu genç için ağır ve yavaş ilerliyor.
İşte tam da bu yüzden vazgeçmek, bu çağın en büyük hastalığı hâline geldi.
Oysa vazgeçmek sadece bir hayali değil, bir geleceği de toprağa gömmektir. İnsan, en çok içindeki azmi kaybettiğinde yorulur. “Ben bunu da başarabilir miyim?” sorusu cevapsız kaldığında dizler çözülür, umutlar başka bahara kalır.
Kemal Sayar der ki, insanı ayakta tutan yalnız güç değil, anlamdır. Yani niçin yürüdüğünü bilen insan, yokuşu daha sabırla tırmanır. Bugün gençlerin en çok ihtiyacı olan şey de belki budur. "Daha çok neden, daha az vazgeçiş."
Sevgili Gençler!
Hayat sizi hemen ödüllendirmeyebilir, emek verdiğiniz hâlde karşılığını geç alabilirsiniz. Bazen kapılar peş peşe yüzünüze kapanabilir. Bu, değersiz olduğunuzu değil; yolun henüz tamamlanmadığını gösterir. Hiçbir bahar, kışı inkâr ederek gelmez. Soğuk bitecek, ama sabredenler ısınacaktır.
Bugün bir genç ders çalışmaktan vazgeçerse yalnız bir sınavı kaybetmez; kendine verdiği sözü de yarım bırakır. Bugün bir genç “nasıl olsa olmuyor” deyip hayalinden vazgeçtiğinde, yarına dair umutlarını da tüketmiş olur.
Bu yüzden vazgeçmek, sadece bireysel bir karar değil; geleceğin inşaası için de bir bütün olarak ikbali yakmaktır.
Toplumun ihyası dediğimiz şey, en çok gençlerin vazgeçmedikleri yerde başlar...
Annenin, sabahları sessizce çocuğunu uyandırışı, babanın yorgun bedenine rağmen “bir yol daha var” diye eve dönüşü, bir öğretmenin inancını kaybetmeden her gün sınıfa girişi… Bunların her biri aslında gençlere söylenmeyen sözsüz tecrübelerdir.
Gençler, çoğu zaman nasihatten değil, büyüklerin tecrübelerinden öğrenir. Büyükler vazgeçmediğinde, gençler ise umutlarını koruduğunda hayatları anlam bulur.
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, “Dert, insanı yola çağıran gizli bir davettir,” der. Gençlik de biraz böyle değil midir? Yapamadıkların, yetişemediklerin, kırıldıkların seni senden uzaklaştırmak için değil; seni aslına yaklaştırmak için vardır çoğu zaman. Her acı, insanı ya küçültür ya büyütür. Hangisi olacağına vazgeçip geçmemek karar verir.
Vazgeçmek insana kısa süreli bir rahatlama verir. “Artık uğraşmıyorum,” demek ilk anda yükü indirir gibi hissettirir. Ama sonrasında çok ağır bir boşluk bırakır. Direnmek ise insana hemen huzur vermez. Uykusuz bırakır, düşündürür, yorar. Ancak nihayetinde güzel işlerin kapılarını açar.
Sevgili Gençler!
"Başarının bedelini bir dönem için ödemeyenler, başaramamanın bedelini bir ömür boyu öderler." der Mümin Sekman...
Çünkü bu hayatta en çok vazgeçmeyenler iz bırakır. Ve insan kaybettiğinde değil, vazgeçtiğinde yenilmiş olur...
Sağlıcakla Kalın...
04.12.2025

 

Bu haber toplam 152 defa okunmuştur
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Tüm Hakları Saklıdır © 1997 - 2025 Midyat Habur | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : / Faks : | Yazılım: CM Bilişim - Tasarım: INVIVA