• Mardin20 °C
  • Diyarbakır13 °C
  • Batman18 °C
  • Şırnak14 °C
  • İstanbul15 °C

Mahabat İskenderoğlu / YAZAR

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

YAĞMUR YAĞMADAN ISLANDIM, ERKEĞİN SESİZ YÜKÜNÜN HUKUKİ HİKAYESİ

11 Kasım 2025 Salı 19:06
Toplum bazen kimseye sormadan görevlendirir insanı. Erkek için bu görev çoğu zaman’ taşıyan’ olmaktır. Ne olursa olsun güçlü kalması, ağlamaması, yorulmaması beklenir. Hiç kimse onun içindeki göçüğü görmek istemez. Oysa bazı yaralar sesizdir ve bazen erkek, yağmur yağmadan da ıslanır.
Henüz dava açılmadan suçlanır, soru sorulmadan açıklama yapmaya mecbur bırakılır.
Aile hukukunda mesela;
Ev yanmış, yürek dağılmış, sevgi bitmiş, ama mahkeme kapısında ondan yine duyguları görmezden gelinerek ödeme yapılması beklenir. Evlilik sadece yastığa baş koymak mıdır yoksa, hayatı paylaşmak mıdır?...Hiç kimse sormaz peki erkeğin içindeki enkazı kim kaldıracak.
Çocuğun velayetinde bile erkeğin çocuğuna sevgisi sınava tabi tutulur. Kadının sevgisi doğuştan kabul edilir, erkeğin sevgisi ispatla yükümlüdür Sanki baba çocuğunu kalbinden değil, mahkeme kararıyla sevecek. Bu bir kader değil, ama bu ülkenin görülmez hukuk defterinde yazan usul böyle işler.
Erkeğin öfkeli olması beklenir, çünkü toplum erkekten şefkati unutup, hiddeti miras almasını ister. Sonra da ceza hukuku sahneye çıkar ve şöyle der; "zaten öfkelidir, muhtemelen suçludur." Delil toplanmadan şüphe, söz söylenmeden hüküm, nefes alınmadan mahkûmiyet verilir. İşte tamda burada erkek, yağmur yağmadan ıslanır. Çünkü kimse onun korktuğunu, incindiğini, sevdiğini, kaybettiğini, arka planda sesiz ağladığını duymak istemez. Acısı sahneye çıkmaya hakkı olmayan bir oyuncudur. Tribün sesizdir, perde açıktır, erkek olarak rolünü oynamak zorundadır…GÜÇLÜ OL, bu iki kelime kaç erkeğin hayatını param parça etti, avuçlarında çığ gibi biriken göz yaşlarını gizledi kim saydı?
Hukuk kâğıtta eşitliği yazar. Ama toplum hükmü gönüllere çoktan kazımıştır. Oysa insanın cinsiyeti değil, yarası konuşulmalıdır. Ve yara kimdeyse yükte ondadır. Belki bir gün hukuk gerçekten eşitliği yalnız karar metinlerinde değil, duyguda da kurar. Belki bir gün erkeklerde savunma yapmak zorunda kalmadan seve bilir, üzülürken utanmadan ağlaya bilir, taşıdığı yükün sahibi değil sadece bir insanı olur. Ve belki o gün geldiğinde, erkekler yağmur yağmadan ıslanmak zorunda kalmaz. Çünkü herkesin ıslandığı yer, aynı gök yüzünün altıdır, güçlü görünmek en sessiz intihardır…
Toplumun suskun ve görünmez talimatnamesi, omuzunda bir yük gibi durmamalı, duygusal gerçekliğini görünür kılmakta bir adalet meselesidir. Erkeği sanık sandalyesine oturtup yargılamadan önce kırılan gururunu, yıkılan hayallerini üzerine yüklenen ağır yükleri, at gözlüğüyle bakmadan bir kez daha düşünmek gerekir ERKEKLER YAĞMUR YAĞMADAN NEDEN ISLANIR.
Hukukçu Yazar
Mahabat İskenderoğlu

 

Bu yazı toplam 43 defa okunmuştur.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Tüm Hakları Saklıdır © 1997 - 2025 Midyat Habur | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : / Faks : | Yazılım: CM Bilişim - Tasarım: INVIVA