Abdulaziz ALTEKİN

Neredeyse her seçim karşılaştığımız manzaraların bir benzerine daha şahit oluyoruz bu günlerde.

Peki, buna ne gerek var?

Çünkü maalesef adayları tanımıyoruz. Ve tanımadığımız için onlar da kendilerini tanıtmak için kesenin ağzını açıyorlar.

Basit bir milletvekili maaşı için değer mi bunca harcamaya dediğinizi duyar gibiyim.

Elbette değmez. Tabi mesele bir tek milletvekili maaşı olsaydı!

Bu yazımızı Mardin özelinde genelleştirmek istiyorum. Umarım herkes kendi il ve çevresi için bunu uygular.

Aday listeleri açıklandıktan sonra şahsım adına şaşırmadım desem yalan olur. Fakat bu şaşırma durumu tamamen benimle alakalı. Her seçim olduğu gibi bu defa da hizmet edecek adayı seçecekler umuduyla bakarım listelere. Ne yazık ki ilk kriter tanınma ve para!

Listelere seçilemeyenlerin istifaları peş peşe geldi. Elbette daha önce bu konu üzerinde de çok durmuştuk hatırlarsanız. Onlar kendi menfaati doğrultusunda hareket ediyorlar, olan gariban halka oluyor.

Burada bir ekleme yapmak istiyorum: listeler açıklanmadan ayrılanlara ya da istifa edip kendi yolunu çizenlere bir diyeceğim yok. Fakat partisinden istifa ettikten sonra başka bir partiye geçenler, geçtikten sonra eskileri yerden yere vuranları Allah ıslah etsin. Yıllarca beraber yürüdükleri yolu bir çırpıda silip atabilirler bunda sakınca yok. Ama sırf gittikleri yeni yerde iyi karşılanmak adına eskiyi eleştirip kötü sözler sarf etmeleri tamamen kişilikleriyle alakalı.

Böylelerine güven olur mu?

Şimdi asıl konumuza gelelim.

Milletin vekilliğine aday olan birinden beklentimiz nedir?

Dediğim gibi, bu soruya Mardin özelinde cevap vereceğim.

Mardin’de, son seçimlere kadar iki faktör ön plana çıkıyordu: İdeoloji ve güç. Ama özellikle son yapılan yerel seçimde gördük ki halk artık hizmet istiyor. Bu yüzden partilere değil adaylara oy verdiler.

Son seçimin sonuçlarına baktığımızda HDP, Mardin’de üç belediye kaybetti. Üç dedim çünkü iki belediye avuçlarının içindeydi. Üçüncüsünde ise halkın büyük bir tepkisi vardı iktidara karşı. Lakin yaptıkları yanlış aday seçimi yüzünden tepkili olan halkı yine iktidara ittiler.

HDP seçmeni, ödedikleri bedellerini karşılığını almak isterken çıkarılan adayların dayatılması, ister istemez böyle bir sonuç doğurdu. Adayları teker teker analiz etmeyeceğim. Milletvekilliğinde de aynı hatanın altına kısmen imza atmış gibiler. Kıstaslarını bilmiyorum ama görüştüğüm kişiler bu konuda ziyadesiyle karamsarlar.

Mardin özelinde adaylara bakacağım için daha fazla ayrıntıya girip konuyu değiştirmeyeyim. Az önce belirttiğim gibi artık halk hizmet bekliyor.

Halkın hizmet beklemesinden daha doğal bir şey olamaz. Ama bu hizmeti sağlayacak adayları tanıyorlar mı?

İşte en önemli kızma geldik. Adayların tanınmasına!

Eskiden olsa gönül rahatlığıyla derdim ki partiler ceketlerini bıraksalar kendi seçmenlerinden oy alırlar. Fakat son seçim bize gösterdi ki millet artık uyandı. Oylarının heba olmasını istemiyorlar.

Neredeyse her adayı didik didik araştırıyorlar. Ben de bu konuda aynı yolu izliyorum. Cumhurbaşkanlığı seçimi ülkeyi bağlar. Onun için oy verirken herkesi düşünmeliyiz. Milletvekili seçimi ise biz Mardinlileri bağlar.

Halkın sıkıntılarını görebilmek gerekir. Misal İstanbul ile Mardin’in sıkıntısı bir değil. İçini dolduramadığınız her sözün havada süzülüp kaybolacağını sanmayın. Dediğim gibi halk uyandı. Verilen vaatleri, adayların şahsında birebir inceliyorlar, tartıp biçiyorlar.

Şu ana kadar kendi yaptığım çevre sohbetlerini sizinle paylaşayım:

Birebirde tanıdığım dört aday oldu. Özellikle bunlar üzerinden konular açıldı.

Birincisi Mehmet Vejdi Kahraman! AK Parti’nin eski büyükşehir belediye başkan adayı. Yine kendi partisinden aday oldu. Fakat listede yer verilmeyince istifa ederek bağımsız aday oldu. Birkaç gün önce SKM açılışında toplanan halkın sayısı azımsanmayacak derecedeydi. Ama biraz önce de belirttiğimiz gibi ölçüt tek başına bu değil. Hizmet edeceğine inananlar olduğu gibi partisinden aday çıkamadıktan sonra bu yola girmesini eleştirenler de var. İkinci kesimi yanına çekmek için yaklaşık 17 günü var. Sonucu hep beraber göreceğiz.

İkincisi Mehmet Sait Çelebi! Çelebi ailesi Mardin’de sevilen bir ailedir. Daha önce Süleyman Çelebi, milletvekili olarak meclise gittikten sonra çok hizmetlerde bulunmuştur. Bu seçim onlarda istifa etti. Daha önce AK Parti’de olan Süleyman Çelebi, partisinden istifa ederek CHP safına katıldı. CHP bunun üzerine birinci sırayı kendilerine verdi. Çelebi ailesini tanıyanların verdiği desteğin yanında onları da eleştirenlerin sayısı az değil. Onlar da parti üzerinden eleştiriliyorlar. Fakat kendileri daha iyi hizmet edecekleri bir yerde olduğuna inandıkları için kampanyalarını buna göre yürütüyorlar.

Üçüncü aday Faruk Kılıç! Eski AK Parti Mardin il başkanı. Bu seçimlerde aday adaylığı için istifa etti. Birinci sırayı aldı. Kendisini şahsen tanımam. Fakat edindiğim bilgilere göre varlıklı bir aileden geliyormuş. Ve bulundukları çevrede ailesini sevip sayanlar az değilmiş.

Dördüncü adayı yakinen tanırım. Beritan Güneş! Lise arkadaşım. Yeşil Sol Parti’den üçüncü sıra adayı. Son seçimlere göre kendisi meclise giriyor. Meclise gittikten sonra özellikle Mardinli kadınlar ve çocuklar için güzel çalışmaların altına imza atacağından eminim. Toplumdaki bozulmaların nedenini araştırıp bunlara çözüm arayan biri. Açıkçası böyle genç adayların olması beni umutlandırıyor.

Şimdi bu adaylardan beklentimiz nedir ve bu beklentileri karşılayabilecekler mi? İşte asıl önemli olan mesele bu. Bir seçmen olarak bu sorulara cevap bulup öyle gitmeliyiz sandıklara.

Bilinçli seçmene bir örnek vereyim: Gurbetçiler!

Bu aralar sosyal medyaya da çok sık yansımaya başladı. Kendileri habire bu konuda paylaşımda bulunuyorlar zaten. Birkaç gurbetçiye seçimle ilgili kime ve neden oy vereceklerini sormuşlar. Partiyi söyledikten sonra nedenini Euro ile TL üzerinden açıklamışlar. Onlar istiyor ki TL daima değersiz olsun ki rahat rahat gelip burada her şeyi yapabilsinler. Artık günlük malzemeleri geçtim çok rahat taşınmaz alıyorlar. Bu yüzden kendilerini tebrik ediyorum. Çok bilinçliler. Ülkeyi bu kadar seviyorlar ki sırf oranın zenginliğini buraya taşımak için memlekete de dönmüyorlar.

X, Y veya Z partisi fark etmez. Memlekete sahip çıkacak, bize efendi değil hizmetkâr olabilecek adayları seçmeliyiz. Her bir oyun değeri var. Kesinlikle sandığa gidip oy kullanın. Sizin kullanmadığınız bir oy yüzünden belki o koltuğu hak etmeyen biri işgal eder. Ama altını çiziyorum, lütfen adayları tanıyıp öyle gidin sandığa. Umarım memleketin hayrına çalışacak adaylar seçilir. Vesselam…