• Mardin22 °C
  • Diyarbakır21 °C
  • Batman21 °C
  • Şırnak17 °C
  • İstanbul19 °C

Sadullah GÜNEŞ / Yazar

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

İSLAMIN ÇALIŞMA HAYATINA GETİRDİĞİ İLKELER

30 Eylül 2025 Salı 22:49
 
İslam dini ticarette aldatmaya, haksız kazanca, güvensizliğe yol açacak bütün yolları kapatmış, ticarî hayatı dini ve ahlaki ilkelerle tanzim etmiştir.
İslam; zulüm, dolandırıcılık, hile, aldatma, hırsızlık, kumar, faiz gibi pek çok haksız ve batıl kazanç yollarını yasaklamıştır. Bunun yerine adalet, dürüstlük, temizlik, merhamet ilkelerine, hak ve hukuka dayalı helal kazanç yollarını meşru kılmıştır.
 
Ticarette ve alışverişte en önemli ilke dürüstlüktür. Satılan malın kalitesi, sınıfı, sağlamlığı ve varsa kusurları gizlenmeden, doğru bir şekilde alıcıya bildirilmelidir. Allah Resulü (s.a.s.) sözünde ve işinde doğru tüccar hakkında şöyle buyurmuştur:
“Doğru sözlü, dürüst ve güvenilir tacir, peygamberler, sıddıklar ve şehitlerle beraberdir.” (Tirmizi, Büyu’, 4; İbn Mace, Ticaret, 1)
 
Sözünde ve özünde doğru, güvenilir satıcının halk arasında ve Hakk katında itibarı vardır. Allah katındaki değeri ise daha büyüktür. O, dürüstlüğü sebebiyle ahirette peygamberlerle, sıddıklarla, şehitlerle beraber olma, onlarla cennette bulunma şerefi ile ödüllendirilecektir.
 
Kıssa: İmam-ı Azam Ebu Hanife, ilimle meşgul olduğu gibi ticaretle de meşgul olurdu. Ticari işlerini vekili vasıtasıyla yürütür, kendisi de yapılan ticaretin helâl dairesi içinde olup olmadığını kontrol ederdi. Bu hususta o kadar hassastı ki bir defasında ortağı Hafs bin Abdurrahman’ı kumaş satmaya göndermiş ve ona:
Ey Hafs! Malda şu şu özürler var. Onun için bunu müşteriye söyle ve şu kadar ucuza sat!” demişti.
Hafs da, malı İmam’ın belirttiği fiyata satmış, ancak ondaki özrü müşteriye söylemeyi unutmuştu. Durumu öğrenen Ebu Hanife Hazretleri, Hafs bin Abdurrahmân’a:
“–Kumaşı alan müşteriyi tanıyor musun?” diye sordu.
Hafs’ın, müşteriyi tanımadığını belirtmesi üzerine İmam-ı Azam Ebu Hanife, helâl kazancının lekeleneceği endişesiyle, satılan maldan elde edilen kazancın tamamını sadaka olarak dağıttı.
 
İmam-ı Azam Ebu Hanife, kazancına şüphe karışmasını, helal kazancına leke sürülmesini istememiş ve böyle davranmıştır.
“Mallarınızı aranızda haksız sebeplerle yemeyin.” (Bakara, 2/188) Rabbimiz bu ayeti kerimede haksız kazancı yasaklıyor.
 
Dürüstlüğün zıttı olan yalan söz ve yalan yemin, bir Müslüman’a yakışmayan davranışlardır. Ticaret hayatında aldatma, hile, sözünde durmama, yalan söyleme kişinin itibarını kaybetmesine ve güvenin zedelenmesine sebep olur. Uhrevî boyutuyla bunlar kul hakkıdır. Dünyada telafi edilmediğinde kişinin ahirette hüsrana uğramasına sebep olacaktır.
 
Sadullah Güneş 
İlahiyatçı Yazar
Bu yazı toplam 610 defa okunmuştur.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Tüm Hakları Saklıdır © 1997 - 2025 Midyat Habur | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : / Faks : | Yazılım: CM Bilişim - Tasarım: INVIVA