- Mardin29 °C
- Diyarbakır27 °C
- Batman27 °C
- Şırnak28 °C
- İstanbul14 °C
Kişinin en çok önem verdiği konu neyse, vesvese oradan doğuyor!
Uzmanlardan bahar alerjilerine karşı uyarı
Gürültü stres hormonlarını tetikliyor!
Anksiyete kişinin işlevselliğini bozuyorsa önlem alınmalı!
Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Arı: Kalbinizi tanıyarak spor yapın
DNA’mız her gün saldırı altında!
Duran araçlara yüksek hızlarla çarpılmasının nedenlerinden biri yol hipnozu!
Depremler sadece binaları değil, ruhları da sarsıyor!
Uzman Dr. Selen: Baharda alerjik rinit belirtilerini hafife almayın
Bebekteki bazı sorunlar artık anne karnında belirlenebiliyor
Baharda artışa geçen alerjik rinite dikkat!
Kardiyoloji Uzmanı Dr. Kavvas: Kalbinizin sinyallerini görmezden gelmeyin!
Vitaminleri doğru almazsanız faydadan çok zararı olabilir!
Merdivenler herkes için yararlı değil
Başhekim Dr. Kaynak: Kalbinizi koruyun, geleceğinize yatırım yapın
Çileğin faydaları saymakla bitmiyor!
Gerçek narsist kimdir?
Tırnak batığını hafife almayın!
Ergen beyni tehlikeyi görmüyor!
Dinlenirken ortaya çıkan titremeler Parkinson belirtisi olabilir
Yenidoğanlarda topuk delme güvenli mi?
Parkinsonda umut erken tanıda
Motosiklet sürüşünde kask takmanın önemi nedir?
Uzman Doktor Solmaz: Kanserde erken teşhis hayat kurtarır
Diyabetlilerde topuk çatlağı kangrene kadar gidebiliyor!
Prof. Dr. Tarhan: Beyin plastik bir organ ve heykeltraş gibi işlenmeli
Fidye ve fitre nedir, kimlere verilir ?
Uzmanlar: Ergenlik dönemi aşılamaları ihmal edilmemeli
İç huzur ve hayat amacını bulma sürekli sevinç beklentisinden daha sağlıklı
Beynimiz ve ağzımız, psikolojik ve nörolojik düzeyde güçlü bir bağa sahip!
- 21:11 - MARSU, Yıllardır Süregelen Altyapı Sorununu Çözüme Kavuşturdu
- 21:09 - AK Parti Mardin İl Başkanı Mehmet Uncu’dan Mardin 1969 Spor’a Tebrik Mesajı
- 21:06 - Takdir toplayan davranış! Midyatlı iş insanı Arabasını Gazze için bağışladı
- 20:57 - Bravo Çocuklar!
- 20:51 - Esra Erol ve Beraberindeki Heyet, Midyat’ın Kültürel Değerlerini Keşfetti
- 20:49 - Vali Akkoyun hedefi büyüttü! Mardinspor'un hakkı Süper Lig'dir
- 20:47 - Terörle Mücadele Derneği’ne Anlamlı Ziyaret
- 20:45 - Cizre’de çocuklar için Mevlid-i Nebi etkinliği düzenlendi
- 20:44 - Cizre'de 17 hafız ve hafize için belge takdim töreni düzenlendi
- 20:44 - Şırnak’ta bazı bölgeler geçici özel güvenlik bölgesi ilan edildi
- 20:43 - Şanlıurfa’da iki araç çarpıştı: Biri bebek 2 kişi yaralandı
- 20:42 - Şanlıurfa'da otomobil hırsızlığı yapan 2 kişi yakalandı
- 20:41 - Şanlıurfa’da trafik kazası: 4 yaralı
- 20:40 - Siirt’te Enjeksiyon Laringoplasti ilk kez uygulandı
- 20:39 - Siirt-Bitlis kara yolunda tır şarampole devrildi: Sürücü hafif yaralandı
Abdulaziz ALTEKİN / Yazar





DİZİLER VE GELECEĞİMİZ
Günümüzde çekilen yerli diziler, maalesef toplumu etkileyen güçlü bir araç haline gelmiş durumda. Bu aracın etkisini her ne kadar yetişkinler az hasarla atlatsa da, en çok zararı çocuklarımız ve gençlerimiz görmektedir.
Peki ama neden?
Soru basit fakat şu ana kadar mantıklı bir cevap yok. Misal haberlerde ya da tartışma programlarında ülke hakkında kötü bir yorum veya herhangi bir eleştiride bulunursanız, ülkeyi kötülediğiniz için ceza yiyebilirsiniz. Gel gör ki ülkenin altını oyup geleceğini zehirleyerek yok edenlere kimse karışmıyor.
Çok iddialı sözler hocam bunlar, dediğinizi duyar gibiyim. O yüzden izninizle başınızı ağrıtmadan konuyu biraz açmak istiyorum.
Takip ettiğiniz herhangi bir diziye dönüp eleştirel bir gözle bakın. Burada dikkatinizi çekecek ilk şey aile olacaktır. Aslında girişte her şey normaldir. Toplumda var olan sevgi ve saygı bağlarına vurgu yapılır. Lakin sonra bir anda sizi alıp tıpkı entrika, hırs ve bilmem ne saçmalıkların dolu olduğu programlar gibi bir kargaşanın ortasına bırakır.
Çoğu okur şu yorumda bulunabilir:
Hocam bunlar uydurulmuş programlar değil, gerçeğin aynası!
Haklı olabilirler. Lakin gerçek diye reyting uğruna bu ahlaksızlıkları ve çürümüşlüğü toplumun geneline yaymak mı gerekir?
Konumuz programlar olmadığı için fazla uzatmıyorum. Ama maalesef dizillerimiz artık o programlardan farksız. İzleyici çekebilmek için ailenin temelini dinamitliyorlar.
Daha somut örnek verebilmek adına bu aralar takip ettiğim iki dizinin analizini yapayım:
Az önce de bahsettiğim gibi her iki dizide ön plana çıkan şey ailedir. Yanlış anlaşılmasın, burada ailenin önemine değinilmiyor. Sürekli birbirini aldatan eşler var dizilerde. Ve bu aldatmalar bir süre sonra artık normalmiş gibi veriliyor. Üstelik evlilik dışı birliktelikler de az değil.
Buna benzer haberleri yurt dışında yaşayan arkadaşlardan alırım. Yıllarca beraber yaşadıkları ve çocukları dahi olduğu halde evlenmeyen çiftlerin sayısı az değil. Anlaşılan o kültürün aynısını ya bizimmiş gibi yaşamaya başladık ya da birileri bize bunu empoze etmeye çalışıyor.
Dizlerdeki bu ailelerin çocuklarına sizce nasıl roller biçilmiş?
Tek kelime: Özgürdürler!
Ne yani hocam, siz özgürlüğe karşı mısınız?
Tabi ki hayır. Fakat buradaki özgürlük, iyiliğe değil kötülüğe açılan kapıdır. Çocuklarımız ya da gençlerimiz, aile baskısı bahane edilerek ilk olarak mutlaka dertlerini paylaştığı bir sevgili bulurlar. Kimi zaman bu sevgili ya felaket olur ya da kurtuluş. Reytingler nasıl artıyorsa rüzgar o yöne esiyor anlayacağınız.
İkinci olarak çok rahat suç işleyebiliyorlar. Eskiden mafya dizilerinde görürdük bu tipleri. Ne yazık ki artık her dizinin içinde bir mini mafya dizisi gizli. Temiz ve masum olamazsınız. Kendi adaletinizi kendiniz sağlamak zorundasınızdır. Bunun için de her türlü suçu işlemek size helaldir.
Burada bir parantez açmak istiyorum. Dizilerin işlenen suç karşısıda adaletin tecelli ettiği şekli maalesef günümüzde çokça karşımıza çıkmaktadır. Durumun vahametini anlamanız için birkaç yaşanmış ve yaşanmakta olan gerçek haberleri sizinle paylaşayım.
Benzinlikte bir kişiyi ezmeye çalışan sürücü, adamı düşmanına benzettiğini söyledi.
İki çocuk, yan baktı diye bir çocuğu öldürdü.
Kız isteme günü silahlar çekildi ve üç kişi öldü.
Trafikte tartıştığı kişiyi pompalı tüfekle vurdu.
Eşine laf atanlar tarafından büfede öldürüldü...
Öldü, öldürüldü ya da saldırıya uğradı gibi haberler neredeyse her gün karşımıza çıkmakta. Ve ne hikmetse herkes kendini haklı görmekte. Verilen ve verilmeyen cezaların burada etkisi ne kadar bilemiyorum ama bildiğim bir şey var. O da, dizilerde bu tür olaylar karşısında zalim olan taraf daima paçayı yırtıyor.
Uyuşturucu kullanımı, kötü yola sapma ve daha nice kötülüğün sevdirilmeye çalışıldığına, bir alternatif yol olarak görüldüğüne değinmeme gerek yok sanırım.
Dizilerin beğeni toplamak için aynı anda tüm tuşlara bastıklarına da şahit oluyoruz bazen: Biri diğerinin dadısı, babası onun dayısı, amcası babası, kardeşi kuzeni, kavuşamayan sevgililer, imkansız aşklar, hunharca harcanan mal mülk, dokunmazlığı olan güç sahipleri... Böyle böyle bilinçaltı ve duygu dizaynı yapılmakta.
İyi de kim, neden bu kötülüğü yapar?
İnanın bunu ben de bilemiyorum. Birileri bilerek ya da bilmeyerek geleceğimizi yok etmeye çalışıyor. Kâfir diyerek aşağıladığımız Avrupalılar kâinatta çeşitli buluşların altına imza atarken bizim gençlerimiz ya uyuşturucu bataklığında ya da karı kız sevdasına birbirini doğramakta.
Evet inançlarımız farklı olabilir. Lakin ahiret inancı olmayanların bu dünyaya bir eser bırakma çabası karşısında ahiret inancı olan bizlerin sırf inancımızdan dolayı affedilip cennete gireceğimiz düşüncesiyle bu değerli vakti heba ettiğimizin farkına ne zaman varacağız acaba? Belki de hiçbir zaman!
Konuyu fazla uzatıp canınızı sıkmak istemem. Gençlerimiz kurtuluşu Avrupa yollarında görüyorsa istasyondaki tren kalkmak üzere demektir. Aileler olarak üstümüze düşeni yapma vakti çoktan geldi. Bu saldırılara karşı savunmasız halde ilgi ve alakamızı bekleyen çocuklarımızı artık kanatlarımızın altına almalıyız. Dışarıda onları bekleyen tehlike için her ne kadar elimizden geleni yapmaya çalışsak da, evin içindeki düşmanın farkına varmalıyız. Vesselam...
Yorum Ekle
Arkadaşına Gönder
Yazdır
Yukarı
Tel : / Faks : | Yazılım: CM Bilişim - Tasarım: INVIVA