- Mardin37 °C
- Diyarbakır33 °C
- Batman33 °C
- Şırnak34 °C
- İstanbul22 °C
Prof. Dr. Şener: Cilt kanserinde erken tanı hayati önem taşıyor
Zorlukların üstesinden gelmek için psikolojik sağlamlık şart!
Uzmanından uyarı: Multiple Skleroz her hastada farklı seyrediyor
Elektronik sigara, gençlerin hayatını tehdit ediyor!
Çocuklarda bağırsak enfeksiyonu tehlikeli olabilir!
Sigara ağız dokularında doğrudan hasara yol açıyor
Tırnak mantarını önlemek için yapılması gerekenler
Yapay zeka uygulamaları insan iletişiminin yerini dolduramaz!
Uzmandan cilt kanseri uyarısı
Uzmanlardan DEHB uyarısı: 12 yaşından önce başlayan ve altı aydan uzun süren belirtilere dikkat!
Sağlıklı bir vücut, sıvı dengesini sağlamakla yükümlü!
Açık havada vakit geçirmenin çocuklar için faydaları
Prof. Dr. Atalay: Sosyal medya çocuklar için hak ancak aile ve devlet önlem almalı
Hafif otizmde de multidisipliner yaklaşım önemli
"Sessiz katil" hipertansiyon
Çocuk Alerji Uzmanı Dr. Hafızoğlu: Çocuğunuzun alerjisini hafife almayın
Menenjit hızla ilerleyerek saatler içinde ölümle sonuçlanabilir
Zihin, beyin ve beden uyumu sağlıklı yaşamın temeli
Hareketsizlik vücutta bir çok hasara neden oluyor
Alerjik rinitli çocuklarda görülen şikayetler ve belirtiler
Anneliğin duygusal yönü destek ister!
Çölyak hastalığı nedir, tedavi yöntemleri nelerdir?
Böbrek taşı çocuklarda neden oluşur?
Bel fıtığında doğru bilinen yanlışlara dikkat!
Diyabetlilere ayak yaraları için tavsiyeler
Çocuklarda primer immün yetersizlik nedir?
Bebekle kurulan bağ, bebeğin dünyasını şekillendiriyor!
Doç. Dr. Field: Şefkat ve kabul stresi azaltıyor!
Dr. Ömür: Türkiye'de kaza oranları yüksek, ilk yardım hayati önem taşıyor
Mevsim geçişlerinde en çok rastlanan alerjik vakalara dikkat!
- 12:20 - Midyat’ta Çocukların Güvenliği İçin Bayram Öncesi Sıkı Denetim
- 11:41 - AK Parti Mardin İl Başkanı Mehmet Uncu’dan Kurban Bayramı Mesajı Yayımladı
- 11:38 - Başkan Şahin’den Kurban Bayramı Mesajı
- 09:30 - Başkan Veysi Şahin’den Sahada Emek Veren Personele Bayram Ziyareti
- 14:07 - Midyat Kaymakamı Ömer Faruk Özdemir'den Kurban Bayramı Öncesi Otogar Ziyaret ve Denetimi
- 10:50 - AK Parti Kadın Kolları Başkanı’ndan Anlamlı Ziyaret: Çocuklara Bayramlık Sürprizi
- 10:43 - Gurur Kaynağımız Sedat Aydoğdu THY’de Kabin Pilotu Oldu
- 15:46 - Büyükşehir Belediyesi, Midyat’ta Asfalt Çalışmalarını Sürdürüyor
- 15:43 - Midyat'ı Gururlandıran Türkiye Birincilikleri Ödüllendirildi.
- 15:40 - Türkiye Birincisi Muhammed Ali Şahin’e Haşimoğlu Ailesi’nden Anlamlı Destek
- 15:37 - Mardin Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreterliğinde Görev Değişimi
- 13:34 - Mardin Büyükşehir Belediyesi Personelinden Bir Başarı Daha
- 12:31 - TASKK Yönetimi Mardin’de Buluştu
- 09:49 - Şehit Barış, Şehadetinin 6. Yılında Mezarı Başında Dualarla Anıldı
- 17:00 - Sağlık-Sen, Şırnak'taki sağlık sorunlarını il müdürüne iletti
Abdulaziz ALTEKİN / Yazar





BEYAZ ÖNLÜK
Doktorluk, insan hayatına dokunan en kutsal mesleklerden biridir. Bir hekimin meslek hayatı, yalnızca bilgi ve beceriyle değil, aynı zamanda fedakârlık, sabır ve tükenmek bilmeyen bir adanmışlıkla şekillenir. Ancak ne yazık ki, bu kutsal mesleği icra eden doktorlar, toplumun en çok ihtiyaç duyduğu anlarda dahi türlü zorluklarla karşı karşıya kalmaktadır.
Ömür Boyu Süren Bir Öğrenme Yolculuğu
Bir doktorun meslek hayatı, uzun ve zorlu bir eğitim süreciyle başlar. Genç yaşlardan itibaren yıllarca süren yoğun dersler, nöbetler, sınavlar ve pratik eğitimlerle donatılan hekimler, nihayet beyaz önlüklerini giyip mesleklerine adım attıklarında bile yeni zorluklarla yüzleşirler. Tıp fakültesinden mezun olmak, aslında sadece bir başlangıçtır. Sürekli gelişen tıp dünyasında, doktorlar her geçen gün yeni bilgiler öğrenmek, yeni tedavi yöntemleri keşfetmek ve teknolojik gelişmelere ayak uydurmak zorundadır.
Ancak bu zorlu yolculuk, mesleğe başladıktan sonra da devam eder. Uzun çalışma saatleri, yoğun nöbetler, aşırı hasta sayısı ve bürokratik engeller, hekimlerin motivasyonunu düşüren en büyük etkenlerdendir. Özellikle sağlık sistemindeki performans baskısı ve hekimlere puan üzerinden prim verilmesi gibi uygulamalar, doktorları mesleklerini icra ederken zor durumda bırakmaktadır.
Performans Sistemi ve Hekimlerin Üzerindeki Baskı
Son yıllarda sağlık sektöründe uygulanan performansa dayalı ödeme sistemi, doktorlar üzerinde ciddi bir baskı oluşturmuştur. Hekimlerin gelirlerinin büyük bir kısmı, baktıkları hasta sayısına ve yaptıkları işlemlere göre belirlenmektedir. Bu sistem, doktorları hastaları nitelikli bir şekilde tedavi etmek yerine, daha fazla hastaya daha kısa sürede bakmaya zorlamaktadır.
Hasta başına ayrılan sürenin azalması, doktor-hasta ilişkisini de olumsuz etkilemektedir. Bir hastayı dikkatlice dinlemek, doğru teşhis koymak ve tedavi planı oluşturmak zaman gerektirirken, performans sisteminin dayattığı hız, doktorları bu süreçleri hızlı geçmeye mecbur bırakmaktadır. Bu durum, hem doktorların iş yükünü artırmakta hem de hastalarla kurulan iletişimde gerginliklere yol açmaktadır.
Bazı doktorların hastalara karşı zaman zaman sert ya da ilgisiz davranmasının altında yatan sebeplerden biri de budur. Gün içinde yüzlerce hastaya bakmak zorunda kalan bir hekim, yorgunluk ve tükenmişlik nedeniyle empati kurmakta zorlanabilir. Elbette hiçbir gerekçe hastaya kötü davranmayı mazur göstermez, ancak bu sorunun temelinde sağlık sistemindeki yapısal problemlerin olduğu unutulmamalıdır.
Sağlık Çalışanlarına Yönelik Şiddet ve Güvensizlik Ortamı
Doktorların en büyük sorunlarından biri de sağlık çalışanlarına yönelik şiddettir. Hasta yakınlarının bilinçsiz tepkileri, zaman zaman doktorları fiziksel ya da sözlü saldırılara maruz bırakmaktadır. Oysa bir doktor, her hastasına aynı titizlikle yaklaşır ve en iyi tedaviyi sunmaya çalışır. Buna rağmen sağlık çalışanlarının kendilerini güvende hissetmemesi, yalnızca onların değil, tüm toplumun sağlığını tehdit eden bir unsurdur. Güvensiz bir çalışma ortamında doktorlar mesleklerini huzurla icra edemez ve bu durum sağlık hizmetlerinin kalitesini doğrudan etkiler.
Sağlıkta şiddetin önüne geçebilmek için caydırıcı yasal önlemler alınmalı ve bu tür olaylara sıfır tolerans gösterilmelidir. Toplumun, doktorların yalnızca hastalara şifa dağıtan kişiler olmadığını, aynı zamanda insan olduklarını ve saygıyı hak ettiklerini anlaması gerekmektedir.
Hekimler Neden Yurtdışına Göç Ediyor?
Son yıllarda Türkiye'de doktorların yurtdışına göç etme oranı ciddi şekilde artmıştır. Almanya, İngiltere ve Kanada gibi ülkeler, sağlık çalışanlarına daha iyi çalışma koşulları, daha yüksek maaşlar ve daha güvenli bir ortam sunduğundan dolayı birçok hekim mesleğini başka bir ülkede devam ettirme kararı almaktadır.
Peki, bu göç dalgasının sebebi yalnızca ekonomik faktörler midir? Elbette ki hayır. Birçok hekim, ülkemizde yaşanan sağlıkta şiddet olayları, yoğun nöbet sistemi, performans baskısı ve yetersiz özlük hakları nedeniyle mesleğini güvenli ve huzurlu bir ortamda icra etmek istemektedir. Bu göç dalgası, sağlık sektöründe ciddi bir doktor açığına sebep olmakta ve sağlık hizmetlerinin aksamasına yol açmaktadır.
Bu noktada, doktorların çalışma şartlarının iyileştirilmesi ve onların ülkelerinde kalmasını sağlayacak adımların atılması büyük önem taşımaktadır. Hekimlerimize hak ettikleri değeri vermek, onların ülkelerinde kalmalarını sağlamak için elzemdir.
Doktorluk Bir Meslekten Daha Fazlasıdır
Tüm bu zorluklara rağmen doktorlar, insan hayatını koruma ve iyileştirme misyonlarından asla vazgeçmezler. Bir hastanın sağlığına kavuştuğunu görmek, onlar için en büyük ödüldür. Ancak, bu fedakâr insanların yalnızca alkışlarla değil, somut iyileştirmelerle desteklenmesi gerekmektedir.
Doktorların daha iyi bir sağlık sistemi içinde çalışabilmesi için şu adımlar atılmalıdır:
-Performans sistemi yerine, kalite odaklı bir değerlendirme mekanizması oluşturulmalıdır.
-Hekimlere hasta başına yeterli süre tanınmalıdır.
-Sağlıkta şiddeti önleyici yasal düzenlemeler artırılmalıdır.
-Hekimlerin özlük hakları iyileştirilmelidir.
-Psikolojik destek mekanizmaları güçlendirilerek tükenmişlik sendromuna karşı önlemler alınmalıdır.
Sağlık politikalarının iyileştirilmesi, doktorların özlük haklarının korunması, şiddetin önlenmesi ve çalışma koşullarının insanca bir seviyeye getirilmesi, yalnızca doktorlar için değil, tüm toplum için atılması gereken adımlardır.
Unutulmamalıdır ki, sağlıklı bir toplum, ancak doktorlarına sahip çıkan bir toplumla mümkündür. Doktorluk sadece bir meslek değil, insanlığa adanmış bir yaşam biçimidir. Onların emeklerine değer vermek, çalışma koşullarını iyileştirmek ve mesleklerini güven içinde icra etmelerini sağlamak, yalnızca bir teşekkür değil, insani bir borçtur. Vesselam
Yorum Ekle
Arkadaşına Gönder
Yazdır
Yukarı
Tel : / Faks : | Yazılım: CM Bilişim - Tasarım: INVIVA