- Mardin16 °C
 - Diyarbakır7 °C
 - Batman5 °C
 - Şırnak11 °C
 - İstanbul13 °C
 
Oto galericiler sitesinde taşlı sopalı kavga: 3 yaralı
Batman'da su üstü arama ve kurtarma tatbikatı yapıldı
Diyarbakır’da uyuşturucu operasyonlarında 27 şüpheli yakalandı
Sason Arapçası araştırmalara konu oluyor
Batman'da mahalle sakinleri: Alt yapı çalışması çileye dönüştü, iki aydır içme suyu boşa akıyor
TÜED Batman Şube Başkanı Ekmen: Emeklilik bir lütuf değil, kazanılmış haktır
Siirt’te 340 iş yeri kontrol edildi, 2 işletme geçici olarak kapatıldı
Diyarbakır'da traktör kazası: 2 yaralı
Psikolog Sayar: Ailenin vereceği destek çocuğu geleceğe hazırlar
Batman'da bir ailenin daha yüzü Umut Kervanı'yla güldü
Hevedanlılar aşireti Diyarbakır’da bir araya geldi
İşçileri taşıyan pikap devrildi: 4 yaralı
"Niyet ettim tesettüre Emrin başım üstüne" programı ile onlarca genç kız tesettürle tanıştı
Siirt’in afetlere dirençli kent olması hedefiyle 52 eylem planı görüşüldü
Batman'da mahalle sakinleri: Öğrenci sayısı iki katına çıktı, yeni okul şart oldu
- 22:27 - OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
 - 18:57 - Kaymakam Mehmet Kaya’dan Engelliler Derneğine Anlamlı Ziyaret
 - 17:40 - Oto galericiler sitesinde taşlı sopalı kavga: 3 yaralı
 - 17:39 - Batman'da su üstü arama ve kurtarma tatbikatı yapıldı
 - 17:36 - Batman'da okuma yazma kurslarına yoğun ilgi
 - 17:35 - Diyarbakır’da uyuşturucu operasyonlarında 27 şüpheli yakalandı
 - 17:30 - Yeni Midyat Projesi’nin Lansmanı İsveç’te Gerçekleştirildi
 - 17:26 - “Parlayan Yıldız Midyat” Hürriyet Gazetesi’nde
 - 17:13 - Midyat’ta Kızılay Haftası Renkli Etkinliklerle Kutlandı
 - 17:03 - “Hayalleri Olmayanların, Hedefleri Olamaz”
 - 16:37 - Mardin'de iki otomobil kafa kafaya çarpışı: 1'i ağır 6 yaralı
 - 16:35 - Jandarmadan Uyuşturucu Tacirlerine Ağır Darbe
 - 16:18 - Midyat’ta “MİDYAT’S” Projesi Tanıtıldı
 - 15:37 - Mardin’de Kırsal Mahallelerde Çocuklara Masal Dolu Etkinlikler
 - 15:26 - THY Süleymaniye seferlerine tekrar başladı
 
Abdulaziz ALTEKİN / Yazar
 
 
 

ALLAH’IN KADERİ!
Kahramanmaraş depreminde yaşananlar bütün ülkeyi o kadar derinden etkilemişti ki, aynı şeylerin bir daha kimsenin başına gelmemesi için canla başla çalışacağımızın sözünü vermiştik.
İlk birkaç öyle de oldu. Sorumlular gereken cezayı alsınlar diye hep birlikte tepki verdik. Tabi bunun karşılığını hemen aldık. Soruşturmalar açıldı. İhmali bulunanlar teker teker listelendi. Bir yıl içinde evler yeniden inşa edilecek. Her şey güllük gülistanlık oluverdi bir anda. Çünkü sorumluların hesap vereceğini duyan acılı aileler ve hak arayan milletimiz, artık huzura ermişlerdi.
Fakat süreç içerisinde her şey unutuldu!
Müteahhitler teker teker serbest bırakılırken depremzedeler mahkeme salonlarında sinir krizleri geçirdiler. İletişimi koparan operatörlere hiçbir yaptırım uygulanmadı. Konteyner kentlere mecbur bırakılan vatandaşlar unutuldu. On binlerce vatandaşımızın ölümünden kimse sorumlu tutulmadı. Ve bizler, hayatımıza kaldığımız yerden devam ettik.
Dün İstanbul’da bir deprem daha meydana geldi. Doğal olarak herkes çok korktu. Millet can derdine düşmüşken bazı akbabalar bunu fırsat bilip yine sahneye çıktılar.
Allah’ın kaderi!
Ne yazılmışsa o!
Ölümden mi kaçacaksınız?
…
Karşıdaki cahil olunca dönüp bakmazsın. Zira onların düşünme yeteneği olmaz. Başkalarının fikrine tabi olur ve çıkarları için bunu savunurlar ya da savunduklarını sanırlar. Ama bir akademisyen oluna işin rengi değişiyor tabi.
Deprem haberini aldıktan sonra akrabalara ulaşmaya çalışırken akademisyen arkadaş da yanımdaydı. Bu daha frangman ve;
İletişim koptu.
Ulaşım kilitlendi.
Din simsarları hortladı.
Toplanma alanlarının yerini kimse bilmiyor.
Uçak fiyatları başta olmak üzere fırsatçı akbabalar yine sahneye çıktı.
Halk perişan ve şaşkın bir şekilde sokaklara dökülmüş, her an yıkılma tehlikesi bulunan binaların altında çaresizce beklerken onları sakinleştirip liderlik yapacak kimse yok…
Diye sohbet ettik. Aslında amaç sohbet değil içimizi dökmekti. Çünkü ne kimseden haber alamıyordu ve çok değil daha iki yıl önce biz bunların aynısını zaten yaşamıştık. Buna rağmen gram ilerleyememişiz. Aksine yıkım gerçekleşmeden bunlar yaşandığına göre geriye gitmişiz.
Akademisyen arkadaş sessizliğini şu cümleyle bozdu:
Kötülükler o kadar çoğaldı ki, Allah bizi depremle imtihan ediyor.
Keşke hiç konuşmasaydı.
İşlerine gelince her işi Allah’a bağlarlar. Ama diğer yanda yolsuzluk yapıp hak yerler. Milletin ırzına göz dikerler. Torpil yapıp gençlerin intiharına sebep olurlar. Her şeyi geçtim, genelevlerden vergi alınıyor yahu. Ayrıca mesele kötülük ise neden sözde o kafir ülkelerde deprem olunca milletin burnu bile kanamazken sadece sözde müslüman ülkelerde yıkım oluyor?
Akademisyen dahi olsan ilim ve bilimin ışığında yürümezsen nafile! Ahir zamanda öyle kişiler gelecek ki okudukları ilimlerin kendilerine bile faydası dokunmayacak dedikleri bu olsa gerek.
Deprem ve diğer doğal afetler hayatımızın bir gerçeğidir. Ve bu gerçeği iki yıl önce acı bir şekilde tekrar hatırladık. Maalesef bu acıya rağmen hemen unutmuşuz.
Yüzyılın Felaketi dediğimiz Kahramanmaraş depreminde sorumlular hukuk önünde hesap verselerdi bir daha deprem olduğunda bu kadar korkuya kapılmazdık. Kimse hesap vermediği gibi neredeyse depremzedeler suçlandı.
Eğer bugün aklımızı başımıza almazsak ne yazık ki tarih tekerrür edecek ve bizler sadece oturup yine gözyaşı dökeceğiz.
En başta, Ekrem İmamoğlu ve ekibinin yaptığı inceleme sonucunda hasarlı dediği 200 bin konut için işlem yapılmalı. Ayrıca malzemeden çalıp insan hayatını hiçe sayanlar hakkında gereken adımlar atılmalı.
Üç büyük operatör hakkında derhal soruşturma açılmalı. Avrupa’ya gelince ucuz fakat bize fahiş fiyatlarla verdikleri hizmetin böyle hayati önem arz ettiği zamanlarda kesilmesinin hesabı sorulmalı.
İletişim sorununda sonra altyapı çalışmaları giderilmeli. Dün de gördük ki arabası olanlar derhal şehri terk ediyor. Diğerleri marketlere koşuyor. En önemlisi de güvenli alan bilgisi hiç kimsede yok.
Şahsen Kahramanmaraş depreminden sonra nerede toplanabiliriz diye Mardin’de bir araştırma yapmıştım. İlk gittiğim yerde karşıma bir benzinlik çıktı. Onun oto yıkama yerinin az ötesinde toplanma alanı levhası bırakılmış. Şimdi bunda ne var diyeceksiniz. Çünkü daha kötüleriyle de karşılaştık. Ama devamı var. Levhanın olduğu yerin 5 metre ilerisinde 15 katlı bir apartman inşa edilmiş. O an karar verdim. Böyle bir felaketle karşılaşır da sağ kurtulursak kesinlikle kendi güvenli alanımızı kendimiz oluşturacağız.
İstanbul gibi büyük kentlerde bunu yapmak mümkün değil. Halkın, onlara yol gösterecek yöneticilere ihtiyacı var. Kahramanmaraş depreminde arabamıza atlayıp hemen binalardan uzak güvenli bir alana geçip sabaha kadar aracın içinde kaldık. İstanbul’da böyle bir alanı anca şehrin dışında bulabilirsiniz. Her yer betona gömülmüş durumda. Ki tarafımıza gelen videolarda bunu net bir şekilde gördük. Sokaklar vatandaş dolu. Kimse nereye gideceğini bilmiyor. Çaresizliği kabul edenler ise son bir sigara yakıp aşağıda can derdine düşenlere bakıp acı acı tebessüm ediyor.
Hiç kimse milleti bu çaresizliğe mahkûm etme hakkına sahip değil. Vatandaşın sırtından köşeyi dönüp onları ölümle burun buruna bırakmak için koltuk verilmedi. Seçilenlerin ve görev verilenlerin tek amacı hizmet etmek olmalı.
Söyleyecek, yazıp çizecek çok şey var. Fakat önemli olan sorunların ortaya çıkarılıp öylece müzede sergilenir gibi gösterilmesi değil bu sorunların çözüme kavuşturulmasıdır.
Evet, kader denen alınyazısını inancımız gereği inkâr edemeyiz. Lakin kendi kaderimizi kendimizin yazdığını bilmeliyiz. Zengin olarak dünyayı gezip hayatın tadını çıkarırken yardımlar dağıtmak da kader, fakir olup parasızlıktan aç kurtların inşa ettiği harabe evlerde çocuklarının geleceğini düşünürken bir anda çöken binanın altında ailecek günlerce aç sussuz kalıp yardım beklerken vefat etmek de kader.
Bir kere daha gördük ki ülkede en ucuz olan şey insan hayatıdır. Hayatımıza değer vermek de onu başkalarının elinde değersizleştirmek de bizim elimizde. Umarım geçmiş olur ama unutmayın ki bu şekilde devam edersek daha büyük felaketler kapıda. Vesselam…
 Yorum Ekle
 Arkadaşına Gönder
 Yazdır
 Yukarı

Ömerli’de Mazrone Üzümleri Pekmez ve Cevizli Sucuğa Dönüşüyor

Başkan Şahin Gönül Almaya Devam Ediyor!

Nusaybin’de Hasta Almaya Giden Ambulans Otomobille Çarpıştı

Ömerli Kırsalında Yeni Dönem: Güven, Hizmet ve Geri Dönüş Başlıyor
- 1
 - 2
 - 3
 - 4
 - 5
 - 6
 - 7
 - 8
 
Herkesin Hikâyesi BaşkadırYusuf BEĞTAŞ
KAMUŞKMecit Akgül
SİSTEMİN GÖZÜYLE; EYLÜL ZEDEMahabat İskenderoğlu 
Başkan Halil EL’den Üstad Nuri Pakdil’e Duygusal MektupHalil EL
İSLAMIN ÇALIŞMA HAYATINA GETİRDİĞİ İLKELERSadullah GÜNEŞ
VATANDAŞ  “ SU “ İSTİYOR  “ SUŞİ “DEĞİL!Rıfat Direkçi
KİM HANGİ TARAFTA?Abdulaziz ALTEKİN
Dudak dolgusu ve estetikDt. Thomas Yağız
Tel : / Faks : | Yazılım: CM Bilişim - Tasarım: INVIVA






