- Mardin34 °C
- Diyarbakır30 °C
- Batman28 °C
- Şırnak28 °C
- İstanbul25 °C
Mersin’de koruyucu evlerde kalan çocuklara trafik bilinci eğitimi
Besiciler şap hastalığından dertli: Üretici bitme noktasında
Batman’da bariyerlere çarpan otomobilde 1'i ağır, 2 yaralı
Şanlıurfa’da trafik kazası: 4 yaralı
Batman'da bahis paylaşımlarına operasyon
Şanlıurfa’da kanala düşen 3 kişiden biri hayatını kaybetti
Batman'da okul çevrelerinde narkoalan uygulaması
Batman'da 15 yıl hapis cezası bulunan şahıs yakalandı
BESO'da esnafa avantaj sağlayacak anlaşma
Kayıp küçükbaşlar bulundu
- 10:37 - Polonya doğu sınırına 40 bin asker yığıyor
- 10:35 - Mersin’de koruyucu evlerde kalan çocuklara trafik bilinci eğitimi
- 10:29 - Besiciler şap hastalığından dertli: Üretici bitme noktasında
- 10:27 - 850 yıllık gelenek: Seyit Bilal'i anma şenlikleri başladı
- 10:26 - Batman’da bariyerlere çarpan otomobilde 1'i ağır, 2 yaralı
- 10:25 - Mardin halkı Gazze için duada buluştu
- 10:24 - Soykırımcı rejime silah desteği veren Almanya: Filistin'i tanıma zamanı değil
- 10:23 - Şanlıurfa’da trafik kazası: 4 yaralı
- 10:13 - Batman'da bahis paylaşımlarına operasyon
- 08:30 - Okul dönemindeki çocukların beslenme hususunda dikkat etmesi gerekenler?
- 07:32 - Nusaybin’de içecek deposunda yangın
- 10:39 - Elma ve limonun ihracatı kayda bağlandı
- 10:38 - KYK yurt yerleştirme sonuçları açıklandı
- 10:37 - Ticaret ve perakende satış hacmi yıllık bazda arttı
- 10:36 - Şanlıurfa’da kanala düşen 3 kişiden biri hayatını kaybetti
Abdulaziz ALTEKİN / Yazar





NE DEMOKRASİ AMA!
Yarın apayrı bir güne uyanacağız. Sanki bu günleri hiç yaşamamışız gibi davranacaklar. Gözlerimizin içine baka baka; kardeşlikten, ahlaktan ve en çok da demokrasiden dem vuracaklar.
İnanacak mıyız?
Şu ana kadar ne söylediler de inanmadık ki bu defa samimiyetlerini sorgulayalım!
Bu konuya girersek, eminim içinden çıkamayacağız. Zira fikirler bu konuda ortak bir yol bulmak yerine sürekli çatışma halinde. Fikirlerin yetersiz kaldığı yerde ise sözlü ve fiziksel saldırılar başlıyor. Bu yüzden sadece konumuza odaklanacağız bu yazımızda.
Şimdi hep beraber, yarına gelmeden önce geçen beş yılın özetini çıkaralım:
Seçimden hemen sonra kürsüye çıkıldı ve güzel sözler söylendi. Fakat bir hafta geçmeden bunlar unutuldu ve herkes menfaati için çalışmaya koyuldu.
Yapmadıkları hizmetin hesabını vermek yerin fi tarihinde olan hikâyelerle vatandaşın algısını hep başka yöne çektiler.
Yeri Kürt ve Türk çatışmasından beslendiler, yeri geldi din, iman üzerinden gündemi değiştirdiler.
Kamera önlerinde birbirlerine saydırırken, arka planda güle eğlene yemekler yiyip güzel hoş sohbetler ettiler.
Halkın çektiği sıkıntıları görmezden gelip kendi hesaplarına alabildikleri her şeyi aldılar ve yine doymadılar.
Gariban vatandaş ise, onların keyfi için gözlerini kırpmadan kapı komşularına ve hatta kardeşlerine bile saldırdılar.
Evet, koca beş yıl böyle geçti. Rant uğruna atıldı iftiralar, uyduruldu kasetler.
Çıkarları sekteye uğramasın diye gözlerini kırmadan düşman yarattılar, can aldılar.
İslam’ı öne sürerek kaymağı götürmeye çalıştılar. Oysa bu uğurda ölen kadın ve çocukların vebalini hiç düşünmediler.
Ne demokrasi ama!
Onlar her şeyi yapmakta özgürdüler. Fakat bir gariban ağzını açsa hemen saldırıp linç ettiler. Zira bir çift lafı bile çok gördüler.
Yine geldik yarından hemen öncesine!
Demokrasi şöleni yaşanıyor resmen.
Herkes herkese kan kusuyor. Ve taraflar, kendilerine tabii olanları sürekli diken üzerinde tutuyor. Öyle ki, bir kıvılcım patlasa ortalık savaş alanına dönecek.
Neden?
Çünkü her taraf kendini haklı görüyor. En çok onlar milleti seviyor. Ve yine onlar memleketi kurtaracak.
Perdenin önünde yaşanan tiyatroda sergilenen tek bir konu var: Ülkenin hizmetkârı olmak istiyoruz.
Güzel bir konu!
Fakat perdenin arkasına baktığımızda herkes götüreceği arsaların, ihalelerin ve yapacakları yolsuzlukların hesabını yapıyor. Muhtemelen o yüzden her yerde;
- Bir oya 5 bin
- Bir oya 50 bin
- Bir oya evin tüm eşyaları
- Sebze, meyve, gıda
- …
Söylemleri havada uçuşuyor. Ki bunlar kötünün içinde iyi olanlar. Bir de iş edindirme var. Malum kurum üzerinden geçici olarak işe alınlar, seçim kazandırıldıktan sonra kadroya geçme vaadiyle verecekler oylarını.
Millete hizmetkâr olabilmek için onları ezdikçe eziyorlar!
Bu noktada onlara diyecek bir sözüm yok. Çünkü onların demokrasi anlayışı bu. Peki, ya vatandaş!
Sırf üç beş kuruş için ya da bir işe girebilmek adına verdikleri oylarla kimleri seçip milletin başına bela edeceklerinin farkındalar mı?
Ülkede huzur olursa herkes kazanır. Fakat birkaç kişi kazanmak için diğerleri ezilirse, yeri gelir kendileri de ya ezilir ya da ezmek zorunda kalır.
Verdiğimiz bir oyun belki bize bakan yönleri var. Ama en çok da geride kalanların hakkı var. Yönetici olarak seçeceğimiz kişiler sadece bizi işe koyup cebimizi doldurmayacak. Herkesin hakkı neyse onu sağlayacak. Kendi açımızdan değerlendirip ona göre hareket edersek, hem bize yazık olur hem de çevremizde bulunanlara zulm ederiz.
Düzenin bir parçası olmak yerine elimizi taşın altına koyma zamanımız gelmedi mi artık?
Daha ne kadar karanlığa mahkûm edeceğiz gençlerimizi? Onlara bırakacak güzel günler inşa etmek yerine, her geçen günü daha çok harabeye çeviriyoruz.
Evet; atılan iftiralar, uydurulan yalanlar, kin kusmalar, nefret söylemleri, sergilenen düşmanca tavırlar… muhtemelen yarın son bulup birkaç günlüğüne yine demokrasi vurgusu yapılacak ama halkın arasına ekilen ve yeşeren huzursuzluk çoktan meyvesini verdi. Onlar güle eğlene bu sözde demokrasi şölenini kutlarken halk, içinde bulunduğu yoklukta yine birbirlerine saldırmaya çalışacak.
Ne uğruna?
KOCA BİR HİÇ!
Bu gaflet uykusu daha ne kadar sürer bilemiyorum ama bir kere daha buradan herkese seslenmek istiyorum: Amasız fakatsız geçmişin üzerine bir çizgi çekip yarınlarımızın inşasına acilen başlamalıyız. Geleceğimiz olan gençler, sırf bizim yüzümüzden bunalıma girmiş çoktan. Kimi yurt dışına kaçıyor, kimi hayatına son veriyor. Birilerinin ekmeğine yağ sürmek yerine aramızdaki bu düşmanlıkları kaldıralım.
Yukarıda söylediklerimi lütfen kimse kendi tarafına çekmesin. Herkes için sarf ettim bu sözleri. İnanmayabilirsiniz. O zaman dönüp size hizmetkâr olacakların mal mülküne bakın. Seçildikten sonra çocuklarını nerelere okumaya gönderdiklerini de göreceksiniz. Sizin çocuklarınız sabahtan akşama kadar alın teri dökerken, onların çocukları sınava dahi gerek duymadan bir yerlerde keyiflerine bakıyor.
Örnekleri çoğaltabiliriz. Fakat inanmak istemeyen için ne yapsak boş. Biz daha dünkü çocuklarız. Buna rağmen önceki yanlışları, yarınki karanlığı görebiliyoruz. Sizler ise yılların eskitemediği birer koca çınar olarak hala yanlışları alkışlıyorsanız, gerçeklere karşı kör ve sağırlaşmışsanız artık elimizden bir şey gelmez.
Umarım bu seçim aynı hatalar tekrarlanmaz. İdeoloji, menfaat, sözde dava ve bir yere taraf olduğumuz için değil, gerçekten herkesin huzuru için atarız oyları sandığa. Şimdiden vereceğiniz kararın hem memlekete ve hem de ülkeye hayırlı olmasını diliyorum. Vesselam…
Yorum Ekle
Arkadaşına Gönder
Yazdır
Yukarı
Tel : / Faks : | Yazılım: CM Bilişim - Tasarım: INVIVA