- Mardin21 °C
- Diyarbakır22 °C
- Batman17 °C
- Şırnak19 °C
- İstanbul17 °C
Prof. Dr. Şener: Cilt kanserinde erken tanı hayati önem taşıyor
Zorlukların üstesinden gelmek için psikolojik sağlamlık şart!
Uzmanından uyarı: Multiple Skleroz her hastada farklı seyrediyor
Elektronik sigara, gençlerin hayatını tehdit ediyor!
Çocuklarda bağırsak enfeksiyonu tehlikeli olabilir!
Sigara ağız dokularında doğrudan hasara yol açıyor
Tırnak mantarını önlemek için yapılması gerekenler
Yapay zeka uygulamaları insan iletişiminin yerini dolduramaz!
Uzmandan cilt kanseri uyarısı
Uzmanlardan DEHB uyarısı: 12 yaşından önce başlayan ve altı aydan uzun süren belirtilere dikkat!
Sağlıklı bir vücut, sıvı dengesini sağlamakla yükümlü!
Açık havada vakit geçirmenin çocuklar için faydaları
Prof. Dr. Atalay: Sosyal medya çocuklar için hak ancak aile ve devlet önlem almalı
Hafif otizmde de multidisipliner yaklaşım önemli
"Sessiz katil" hipertansiyon
Çocuk Alerji Uzmanı Dr. Hafızoğlu: Çocuğunuzun alerjisini hafife almayın
Menenjit hızla ilerleyerek saatler içinde ölümle sonuçlanabilir
Zihin, beyin ve beden uyumu sağlıklı yaşamın temeli
Hareketsizlik vücutta bir çok hasara neden oluyor
Alerjik rinitli çocuklarda görülen şikayetler ve belirtiler
Anneliğin duygusal yönü destek ister!
Çölyak hastalığı nedir, tedavi yöntemleri nelerdir?
Böbrek taşı çocuklarda neden oluşur?
Bel fıtığında doğru bilinen yanlışlara dikkat!
Diyabetlilere ayak yaraları için tavsiyeler
Çocuklarda primer immün yetersizlik nedir?
Bebekle kurulan bağ, bebeğin dünyasını şekillendiriyor!
Doç. Dr. Field: Şefkat ve kabul stresi azaltıyor!
Dr. Ömür: Türkiye'de kaza oranları yüksek, ilk yardım hayati önem taşıyor
Mevsim geçişlerinde en çok rastlanan alerjik vakalara dikkat!
- 12:20 - Midyat’ta Çocukların Güvenliği İçin Bayram Öncesi Sıkı Denetim
- 11:41 - AK Parti Mardin İl Başkanı Mehmet Uncu’dan Kurban Bayramı Mesajı Yayımladı
- 11:38 - Başkan Şahin’den Kurban Bayramı Mesajı
- 09:30 - Başkan Veysi Şahin’den Sahada Emek Veren Personele Bayram Ziyareti
- 14:07 - Midyat Kaymakamı Ömer Faruk Özdemir'den Kurban Bayramı Öncesi Otogar Ziyaret ve Denetimi
- 10:50 - AK Parti Kadın Kolları Başkanı’ndan Anlamlı Ziyaret: Çocuklara Bayramlık Sürprizi
- 10:43 - Gurur Kaynağımız Sedat Aydoğdu THY’de Kabin Pilotu Oldu
- 15:46 - Büyükşehir Belediyesi, Midyat’ta Asfalt Çalışmalarını Sürdürüyor
- 15:43 - Midyat'ı Gururlandıran Türkiye Birincilikleri Ödüllendirildi.
- 15:40 - Türkiye Birincisi Muhammed Ali Şahin’e Haşimoğlu Ailesi’nden Anlamlı Destek
- 15:37 - Mardin Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreterliğinde Görev Değişimi
- 13:34 - Mardin Büyükşehir Belediyesi Personelinden Bir Başarı Daha
- 12:31 - TASKK Yönetimi Mardin’de Buluştu
- 09:49 - Şehit Barış, Şehadetinin 6. Yılında Mezarı Başında Dualarla Anıldı
- 17:00 - Sağlık-Sen, Şırnak'taki sağlık sorunlarını il müdürüne iletti
Abdulaziz ALTEKİN / Yazar





KAZAN KALDIRMAK
Ülkece çok büyük bir felaket yaşadık ve etkisi hala devam ediyor. Her şey birkaç saniye içerisinde olup bitiverdi. Malımızı, mülkümüzü ve en önemlisi de dostlarımızı, canlarımızı kaybettik. Peki, ne değişti? Depremzedeler artık nefes alan birer ölü. Geriye kalanlar ise hiçbir şey olmamış gibi hayatlarına devam etmeye başladılar.
Normalde konumuz deprem değil. Fakat yüzyılın felaketinden sonraki tabloyu resmeden geçmek istemedim. Asıl konumuza dönecek olursak!
Bildiğiniz üzere –duymayan kaldıysa bir bilene sorsun- bu aralar sürekli müjdelerle uyanıyoruz. Neredeyse her alanı ilgilendiren haberlerin ardı arkası kesilmiyor. Ben de bugün bazı müjdelerin içeriğine baktım. Temmuz ayında asgari ücretliye ara zam yapılacakmış. Yüzde 25, 30, 35… bilinmiyor ama olacağı kesinmiş. Sonraki müjdeye baktım. Dört bakanlık; Milli Eğitim bakanlığı, Milli Savunma bakanlığı, Adalet bakanlığı ve Sağlık bakanlığı toplamda 140 bin 867 memur alımı yapacakmış. Ve daha birçok müjde.
Neden şimdi?
Bugüne kadar alım yapılacak alanlarda ihtiyaç yoktu da bir anda mı oldu? Çeşitli söylentiler var elbet. Dedikoduları dinleyecek değiliz. Fakat çoğunluk, “Seçim”in kerameti diyorlar.
Bu olanları okuyup dinledikten sonra aklıma Osmanlı Devleti geldi. Yıldırım Bayezid, tahta çıktığında kapıkullarının gönlünü hoş tutmak için 1389’da ilk cülus bahşişini verir. O dönem belki iyi bir niyet taşıyordu bu eylem. Kendi hizmetinde bulunanlar işlerine daha çok sarılacak, padişahlarına bağlanacak ve ülkelerini seveceklerdi. Lakin ilerleyen zamanlarda maalesef böyle olmadı.
Bir nevi rüşvete ve gözdağına dönüşen bahşiş, artık tahta çıkan herkesten alınmaya başlandı. Vermeye yanaşmayanlara kötü gözle bakıldı. Ve Vahdettin’e kadar bu böyle devam etti.
Bu yeniliğin kime ne zararı dokunabilirdi ki?
Yeniçerilerle anılan kazan kaldırmak, demokratik bir inşanın temeli değildi. Yapılan hukuksuz ve adaletsiz uygulamaların önüne geçmek için adım atılmıyordu. Padişah değişiminin altında yatan en büyük neden, ne yazık ki çıkar ve menfaat ilişkileriydi.
Az önce söylediğimiz gibi, başta iyi niyetlerle örülmeye çalışılan duvarı ileriki süreçte büyük yıkımlar bekliyordu. Bahşiş almaya alışan yeniçeriler artık çalışmak ve hizmet etmek yerine oturdukları yerden gelecek olan altınların hesabını yapmaya başlamışlardı. Biz grubun menfaatleri doğrultusunda taht sürekli padişah değiştirir olmuştu. Devlet mekanizması çökme eşiğine gelmişti. Dış baskılar artmış, savunma yapacak neredeyse kimse kalmamıştı. Üç kıtaya yayılan devlet, kısa bir süre zarfında hastalanıp yataklara düşmüş ve tüm dünyanın üzerinde plan yaptığı yer haline gelmişti.
Kimilerine göre bu iki olay benzetilemeyebilir. Ki benim böyle bir iddiam yok zaten. Sadece aklıma geldiğini söyledim.
Her seçim öncesi vaatlerde bulunmak tüm siyasi partilerin ve adayların geleneği olmuş zaten. Asıl önemli olan nokta, daha önce bu ihtiyaçların neden karşılanmadığıdır.
Lakin değinmeden geçmek istemiyorum. Siyasi çıkarlarla yapılan hesaplamaların belli kesimlere yaradığı muhakkaktır. Resmi olmasa da gözle görünmeyen yeni bir toplum doğmuş gibi. Bu topluluğun amacı çıkardır. Çıkarları uğruna herkesi ve her şeyi ateşe atabilirler. Bazıları gibi bana dokunmayan yılan bin yaşasın da demiyorlar. Bana kadro ver sana oy vereyim tehdidinde bulunuyorlar. Bu tehdidin basit bir söylem olduğuna bakmayın. İstediğin kadar adil ya da zalim ve diktatör bir yönetici ol beni alakadar etmez. Yeter ki beni bir yere yerleştir cebimi doldur, ben de sana destek vereyim modundalar.
Kendilerinden başka hiç kimseyi düşünmezler. Her ortama göre bir yüz takınırlar. Ne milliyetleri vardır ne de dinleri ve dilleri. Yaptıkları işte alın teri yoktur. Bu yüzden gösterişi çok severler. Birinin kapısında kul olmanın mükâfatını aldıktan sonra geldikleri yeri unutup oradakileri ezmeye çalışırlar. Üzücü olan ise, bunların sonu yoktur.
Yapılan alımların değil ama yaratılan bu topluluğun yeniçerilerden ne farkı var?
Yorum Ekle
Arkadaşına Gönder
Yazdır
Yukarı
Tel : / Faks : | Yazılım: CM Bilişim - Tasarım: INVIVA