- Mardin34 °C
- Diyarbakır30 °C
- Batman28 °C
- Şırnak28 °C
- İstanbul25 °C
Mersin’de koruyucu evlerde kalan çocuklara trafik bilinci eğitimi
Besiciler şap hastalığından dertli: Üretici bitme noktasında
Batman’da bariyerlere çarpan otomobilde 1'i ağır, 2 yaralı
Şanlıurfa’da trafik kazası: 4 yaralı
Batman'da bahis paylaşımlarına operasyon
Şanlıurfa’da kanala düşen 3 kişiden biri hayatını kaybetti
Batman'da okul çevrelerinde narkoalan uygulaması
Batman'da 15 yıl hapis cezası bulunan şahıs yakalandı
BESO'da esnafa avantaj sağlayacak anlaşma
Kayıp küçükbaşlar bulundu
- 10:37 - Polonya doğu sınırına 40 bin asker yığıyor
- 10:35 - Mersin’de koruyucu evlerde kalan çocuklara trafik bilinci eğitimi
- 10:29 - Besiciler şap hastalığından dertli: Üretici bitme noktasında
- 10:27 - 850 yıllık gelenek: Seyit Bilal'i anma şenlikleri başladı
- 10:26 - Batman’da bariyerlere çarpan otomobilde 1'i ağır, 2 yaralı
- 10:25 - Mardin halkı Gazze için duada buluştu
- 10:24 - Soykırımcı rejime silah desteği veren Almanya: Filistin'i tanıma zamanı değil
- 10:23 - Şanlıurfa’da trafik kazası: 4 yaralı
- 10:13 - Batman'da bahis paylaşımlarına operasyon
- 08:30 - Okul dönemindeki çocukların beslenme hususunda dikkat etmesi gerekenler?
- 07:32 - Nusaybin’de içecek deposunda yangın
- 10:39 - Elma ve limonun ihracatı kayda bağlandı
- 10:38 - KYK yurt yerleştirme sonuçları açıklandı
- 10:37 - Ticaret ve perakende satış hacmi yıllık bazda arttı
- 10:36 - Şanlıurfa’da kanala düşen 3 kişiden biri hayatını kaybetti
Abdulaziz ALTEKİN / Yazar





BİR ÖMÜR YAS TUTTURMAK!
Bu haftaki yazıya nasıl başlayacağımı bilemedim. Defalarca aynı şeyleri yazıp sildim. Çünkü acımız henüz taze. Buna rağmen hala ders çıkaramayanlar var.
Dargeçit karayolunda yaşanan can yakıcı olayı duymayan kalmamıştır herhalde. Taksi, traktör ve kamyonun zincirleme kazasında biri çocuk altı genciğimizi kaybettik. Türlü söylentiler oldu. Lakin kesin olan tek şey, olayın nasıl yaşandığını traktör ve kamyon şoförlerinden başka kimse bilmiyor.
Amacım acıyı alevlendirmek değil. Zira o gün yaşananlar tüm yürekleri yaktı. Kimi gözyaşlarına hakim olamadı. Kimi de içindeki sessizliğe gömüldü.
Birkaç yıl önce de karayollarına yakın bir yerde kaza olmuştu. Daha doğrusu bir gencimiz katledilmişti. O güne tanık olanların aktardığına göre şehir içi kurallarına uymayan kamyon şoförü, bir anda önüne çıkan genci paramparça etmişti. Başı ve kolları bir tarafa uçmuş, bedeni ise diğer tarafta kalmıştı.
Örnekleri çoğaltabiliriz...
Şimdi sizlere sormak istiyorum. Bu acıları tekrar tekrar yaşamak istiyor muyuz? Eminim herkesin cevabı hayırdır. Fakat bu vurdumduymazlığı daha ne kadar görmezden geleceğiz? Neden sesimizi yükseltmiyoruz?
Birine tanık, diğerini yaşadığım iki olayı anlatıp yazımı sonlandırayım:
Çarşamba akşamı Şelale parkta arkadaşlarla oturmuş sohbet ediyorduk. Her zamanki gibi gün içerisinde yaşadıklarımız ve bir sonraki buluşmamızda yapacaklarımızı paylaşıyorduk. O an gözüm yoldan geçen kamyona takıldı. Cizre karayolundan giriş yapıyordu Midyat'a. Hızı en az 90'dı. Beni asıl sinirlendiren hız değil, bu hıza rağmen şehre girdiğinde frene basmaması oldu. Allah korusun parktan bir çocuk fırlasa önüne ezip geçecek. Ama umrunda olmaz. Çünkü böyle caniler, insan hayatına önem verseydiler zaten şehir içinde o şekilde araba sürmezlerdi.
İkinci olaya gelecek olursak: Midyatlılar bilir. Yaklaşık üç kilometrelik bir yolumuz var Estel çıkışında. Neredeyse üzerine destanlar yazılacak bir yol. Çünkü haftalardır bu üç kilometrelik yolun onarımı bitirilemedi. Bunun için tek şeridi trafiğe açık.
Normal şartlarda trafiğe çıkarken çok sakinimdir. Ve kurallara uyarım. Mecbur kalmadıkça da hiçbir kuralı çiğnemem. Onun için korna çalan çok olur. Benim için farketmez. Çünkü doğru şeritte, doğru hızda giden benim. Korna çalan -hayvanoğlu hayvanlar diyecem hayvanlara hakaret olacağı için demiyorum- yaratıklar ise sanki yangından mal kaçırırcasına eceline susayan trafik canavarlarıdır. Yine bir gün araba sürerke o tek şerite girdim. Hızım 50. Aynadan bakınca birinin sürekli beni sollamaya çalıştığını gördüm. Yol verecem fakat karşıdan da araçlar geliyor. Üç kilometrelik yolun ortasın baktım soluma geçip bağırıyor. Düğün konvoyu mu, neden gaza basmıyorsun? diye. Arabayı durdurdum. Fakat yanımda ailem vardı. Başladılar yapma etme demeye. Sırf onlar için birşey demeden yoluma devam ettim.
Arkadaşlar, böylelerine karşı başta yöneticiler olmak üzere vatandaş olarak sesimizi yükseltelim. Eğer bizler sessiz kalırsak her geçen gün acılarımız daha da katlanacak ve feryatlar yeri göğü inletecek. Bunlara mani olabiliriz. İlerde trafik var hızını yavaşlat demek yerine önüne herhangi bir canlı çıkabilir dikkatli sür, kurallara uy demeyi öğrenmeliyiz. Yaşanmışlıklardan ders çıkarmayan ahmaklardan olmayalım lütfen. Ve şunu da unutmayalım. Sırf bizler, gideceğimiz yere birkaç dakika geç kalacağız diye bazılarına bir ömür yas tutturmayalım.
Yorum Ekle
Arkadaşına Gönder
Yazdır
Yukarı
Tel : / Faks : | Yazılım: CM Bilişim - Tasarım: INVIVA