- Mardin25 °C
- Diyarbakır21 °C
- Batman23 °C
- Şırnak17 °C
- İstanbul16 °C
- Kalp ve tansiyon hastalığı olanlar sıcak havalara dikkat!
- Sabah saatlerinde yürüyüş yapmak depresyonu önlüyor!
- Dr. Zengin: Koruyucu hekimliğin ilk basamağı aşıdır
- Ani hava değişimleri kalp krizi arttırır mi?
- Göz yorgunluğu neden olur?
- Yaşlılarda psikolojik iyi oluş için fiziksel aktivite şart!
- Askerlik göz muafiyeti şartları nelerdir?
- Diyetisyen Avcı: Kişi az az ve sık sık beslenme modelini tercih etmeli
- Ruh sağlığını kanseri tetikliyor!
- Mutluluk ve başarının sırrı; psikolojik sağlamlık
- Diz kireçlenmesine karşı öneriler
- Uzman Doktor Canpolat, "keneden korunma" yollarını anlattı
- Mide üşütmesine ne iyi gelir?
- Obezite ve psikolojik problemler arasında kısır döngü var!
- En sık görülen fıtık sorunlarına dikkat!
- “Varikosel, erkeklerde kısırlık riskini artırıyor”
- Kulak kireçlenmesine dikkat!
- Prof. Dr. Tarhan: Linç kültürü sosyal medya ile küreselleşti!
- Tıkalı burun uykusuzluğa neden olabiliyor
- Uzman Diyetisyen Korkmaz: Bayramda sindirim sisteminizi yormayın
- Bayramda sağlıklı tatlı tüketme önerileri
- Baklava alırken nelere dikkat edilmeli?
- Sigara ağız kanserlerine de neden oluyor!
- Karaciğeri temizleyen besinler nelerdir?
- Fazla kilolar eklemlere zarar veriyor, ağrıları tetikliyor!
- Bayramda yola çıkan sürücüler için öneriler
- Göz yanması neden olur, nelere dikkat edilmeli?
- Gözde arpacık neden çıkar, nasıl tedavi edilir?
- Gırtlak kanserini tetikleyen faktörlere dikkat!
- Ekonomik sorunlar Bipolar bozukluğu tetikliyor!
- 14:29 - YÖK Üyesi Kampüste Filistin Özgürlük Çadırını Ziyaret Etti
- 12:16 - YÖK Yürütme Kurulu Üyesi MAÜ Öğrencilerine Fuat Sezgin’i Anlattı
- 15:22 - Mardin'de "Orman Benim" etkinliği yapıldı
- 14:56 - Mardinli heykeltıraş 1 ton metal atıkla dev geyik heykeli yaptı
- 14:48 - Vali Akkoyun Başkanlığında Asayiş ve Güvenlik Değerlendirme Toplantısı Yapıldı
- 14:35 - Erbil Valisi Xoshnaw Mardin Büyükşehir'i ziyaret etti
- 12:28 - Kızıltepe'de Belediye Eşbaşkanı ve Meclis üyeleri sokakları temizledi
- 12:16 - Ambalajlarda yeni dönem: Ürünlerin üzerine tavsiye edilen satış fiyatı yazılacak
- 12:00 - Mardin’de Satranç turnuvası düzenlenecek
- 11:56 - Gazeteci Celal Başlangıç hayatını kaybetti
- 11:52 - Kırmızı ette bayram öncesi kesim yavaşladıkça fiyatlar artıyor
- 11:49 - TÜİK, Nisan 2024 enflasyon rakamlarını açıkladı
- 11:46 - Mehmet Şimşek: Mayıstan sonra enflasyon keskin bir şekilde düşmeye başlayacak
- 11:39 - Mardin’de İtfaiyecilere uygulamalı eğitim verildi
- 11:35 - MURATHAN MUNGAN MARDİN’DE OKURLARIYLA BULUŞUYOR
Yusuf BEĞTAŞ / Yazar
Süryani kültürünün Tarihsel Önemi ve Bölgemize Katkıları
Antik Mezopotamya kültürünün verileriyle şekillenen Süryani kültürü, Hıristiyanlığın doğuşuyla birlikte gelişen unsurların mayası neticesinde yeni bir anlayış potasından geçerek, biçim ve içerik açısından özgün bir değişime uğramıştır.
Süryani kültürü, uygarlık ve insanlık tarihinde özgün bir geçmişe sahiptir. Uygarlığın ilerlemesinde hatırı sayılır belirgin bir etkinliği vardır. Tüm antik Yunan felsefesi ve edebiyatı önce Süryaniceye çevrilmiştir. Süryani din ve bilim adamları, onu Arapçaya çevirerek İslam uygarlığına kazandırmıştır. Daha sonra Batı'ya geçmiş ve Latinceye çevrilmiştir. Bunun için, hem Hıristiyanlık, hem İslamiyet, hem insanlık; Süryani kültürüne çok şey borçludur.
Süryani kültürü, bölgenin geçmişinde açılımcı karakteriyle bilinir. Etkin olduğu tarihsel dönemlerde kültürlerarası etkileşimde önemli bir köprü vazifesi görmüştür. Doğu-Batı düşüncesine, medeniyetin, felsefenin ve akılcılığın gelişmesine katkı sunmuştur. Düşünce dünyasında açtığı çığır, Arap dünyasına ve Avrupa’ya dek ulaşmıştır. Antikitenin İslam dünyasına aktarılmasında, rolü ve etkisi büyüktür. Başta Arapçaya ve İslam felsefesine sunduğu katkılarla temayüz etmektedir. Bu kültürün kalem ve kelam erbapları, bizlere zengin bir literatür ve sınırsız bir miras bırakmış, ruhsal farkındalıkla, sosyal düşüncenin gelişimine hizmet etmiştir.
Coğrafyamızın otokton bir kültürü olarak realiteyle uyumu ve sorumluluğu erdem bilen bir anlayışla, ortak yaşama devamlı katkı sunmanın çabası içinde olmuştur. Yaşamayı ve yaşatmayı amaç edinerek, etkin diğerkâmlığı, toplumsal barışı, dayanışmayı devamlı surette ön planda tutmuştur. Birlikte yaşama kültürünü, iş birliğini, barışı, refahı, istikrarı teşvik etmiştir. Sadece geçmişin bir kalıntısı değil, bölgenin çoğulcu kimliğine farklı anlamlar katan değerlerin de mirasçısıdır.
Doğu’nun ve Batı’nın ayağa kalkmasında, İslamiyet’in felsefeyle tanışmasında, Süryani kültürünün diriltici ve belirleyici rolü yadsınamaz. Hem Doğu, hem Batı onun sayesinde kendi felsefî köklerine, kaynaklarına yani Yunan felsefesine kavuşabilmiştir. Yaşanan aydınlanmayla Rönesanslar tetiklenmiş ve yeni gelişmeler kaydedilmiştir. Altın çağında (4.-10. yüzyıl) ulaşması gereken zirvedeydi. Bu yönüyle, monolojik değil, diyalojik ilişkilerle insanlığın çağlayanı olmuştur. Bu nedenle bu kültürün uygar dünyaya yaptığı katkıyı dile getirmek, insani ve vicdani bir sorumluluktur.
Ancak bu zengin kültür açısından durum böyle olsa da, bir yandan da kayıtsızlığı besleyen bir maduniyet içerisine sürüklenmiştir. Tarihteki bütün olumlu rollerine karşın, Doğu kültürünü besleyen üretken damarlardan biri olduğu halde, tarihsel olaylar, sosyo-politik çekişmeler nedeniyle, büyük bir nehir gibi akarken, kıvrıla kıvrıla, büzüle büzüle, bakıma ve kollamaya muhtaç bir çeşmeye dönüşmüş durumdadır. Aslında bu edilgen durum, eski dönemlerin, siyasi çalkantıların, tarihsel olayların farklı tonlardaki bir devamıdır. Geçmişte yaşanan göçlerin, acı olayların bıraktığı olumsuz etkilerin ve yaraların bir sonucudur.
Türkiye’nin ve küresel çaptaki evrensel mirasın bir parçası olan bu kültürün korunması, pek çok bileşene bağlı olsa da, öz (ana) yurdunda daha çok anlaşılmasına bağlıdır. Bu da ancak toplumsal algıda yeni farkındalıklar yaratmakla mümkündür. Çünkü farkında olmadığımız hiçbir şeye sahip çıkamayız. Farkında olabilmek için bir şeyi yakından tanımamız gerekir. Sıradanlığı aşan farkındalık, insandaki olgunluğun seviyesine göre gelişir ve eylemle bilgeliğe dönüşür. Özlü bir sözde denildiği üzere, ‘‘Farkındalık, öksüz bilginin annesidir.’’
Doğu’nun otokton bir dinamiği olan Süryani kültürünün bu özellikleri maalesef çoğu kez ya görmezden gelinmektedir, ya da çok az dile gelmektedir. Tarihte hem doğuya, hem batıya sunduğu felsefi-düşünsel katkılar, ya bilinmemekte veya tozlu raflarda keşfedilmeyi beklemektedir. Tarihin felsefesi ve tarihin işleyiş mantığı açısından göze çarpan bu durgunluğun devinime dönüşmesi, vicdanlı sosyal bilimcilerin yapacağı bilimsel araştırmalara ve objektif çalışmalara bağlıdır. İşte o zaman hakikat ve medeniyetin diriltici ruhunu insanlığa üfleyen bu kültürün kıymeti gün yüzüne çıkmış olacaktır. Önemi daha çok anlaşılacaktır.
Bilinmelidir ki, bilgeliğin tarihsel silsilesi içinde Süryani kültürü, Doğu’nun yitik bir halkası gibi kırılmalara rağmen ayak sürüyerek de olsa hala varlığını sürdürmeye çaba göstermektedir. Mağduriyet ve maduniyet arasında yaşadığı salınım nedeniyle savrulmalar ve kayıtsızlıklar yaşıyorsa da, sadece turistik bir geçmiş olmadığı aşikârdır. Canlı bir kültür olarak dolaylı-dolaysız yollarla, var olan tarihi kilise ve manastırlarıyla, ilim ve irfan merkezleriyle bölgenin sosyo-ekonomik kalkınmasına, ulusal ve küresel ölçekte bölgenin tanınmasına hâlâ önemli katkılar sunmaktadır.
Günümüzün koşullarında küresel işleyiş içinde güçlü bir konum elde etmenin yolu yerelden ve farklılıklardan başladığına göre, bu katkıların bölge ve ülke için ne anlam ifade edeceği izaha bile muhtaç değildir. Dünya çapında dikkat çeken bu değerin önemsenerek somut çabalarla desteklenmesi halinde, bölgenin sosyo-ekonomik, sosyo-politik ve sosyo-kültürel devinimine farklı bir katkı sunacağı aşikârdır.
Yusuf Beğtaş
- Yorum Ekle
- Arkadaşına Gönder
- Yazdır
- Yukarı
Tel : / Faks : 04824641346 | Yazılım: CM Bilişim - Tasarım: INVIVA