- Mardin41 °C
- Diyarbakır40 °C
- Batman43 °C
- Şırnak41 °C
- İstanbul34 °C
- Uzmanlardan uyarı: Sağlık açısından klima bakımı çok önemli
- Basit bir şişkinlik Şah Damarı Tümörü olabilir!
- Boyun ağrısı neden olur?
- Kemik erimesinden korunmanın yolları
- Motivasyon, akademik başarıyı da beraberinde getiriyor
- Patolojik yalan nedir ?
- Uzmanından çocukların yaz tatilini verimli geçirmesi için öneriler
- Paketli yiyecekler karaciğere zararlı!
- Gıda zehirlenmesi neden olur?
- Kilo vermeyi engelleyen 5 hata
- Dikkat eksikliği ve hiperaktivite nedir? Nasıl önlem alınmalıdır?
- Tatlı krizi ile başa çıkmanın yolları
- Araç kiralama hizmeti alınacaktır
- Diyabet hastalarında gözlere dikkat!
- Kekemelik sorununa dikkat!
- Kafein tüketimi migreni tetikliyor!
- Sıcak havalarda doğru sıvı tüketimi nasıl olmalı?
- Dr. Börta: Güneş çarpması ve sıcak havalara dikkat edilmelidir
- Pika sendromu nedir?
- Denizde veya havuzda kulağınıza su kaçarsa bunlara dikkat!
- Yazın bu besinleri tüketirken bir daha düşünün!
- Çocuklar ne zaman sünnet ettirilmeli?
- Sıcak havaların psikolojiye etkisine dikkat!
- Beyin pili nedir? Beyin pili ameliyatı ve etkileri nelerdir?
- Çocuklarda konuşma bozukluklarına dikkat!
- Çocukların boyunun uzaması için neler yapılmalı?
- Klima kullanımı lejyoner hastalığına neden olabilir
- Güneş gözlüğü alırken dikkat: Sahtesi katarakta sebep oluyor!
- Dijitalleşme odaklanma ve dikkat süresini azalttı!
- Elektronik sigaralarda gizlenen tehlike: Evalı hastalığı
- 15:04 - Tıp Fakültesi Akademik Kadrosunu Güçlendirmeye Devam Ediyor
- 10:42 - Silopi'de nesli tehlike altında olan Peçeli Baykuş doğal ortamına bırakıldı
- 10:42 - Cizre-Nusaybin arası tır devrildi: 1 yaralı
- 10:41 - Gabar Dağı'nda petrol arama sahasında sondaj kulesi devrildi: 1 ölü, 2 yaralı
- 10:40 - Beyaz eşya bayi sahibi ortadan kaybolunca dükkân yağmalandı
- 10:39 - Bakan Murat Kurum, deprem bölgesine yönelik temaslarını Şanlıurfa’da sürdürdü
- 10:38 - Şanlıurfa'da otomobil elektrik direğine çarptı: 1 ölü, 3 yaralı
- 10:38 - Siirt'te hakkında 8 yıl 9 ay kesinleşmiş hapis cezası bulunan firari hükümlü yakalandı
- 10:37 - Siirt'te görevli öğretmen, Gazze'ye 300 bin TL bağış yaptı
- 10:36 - Siirt Üniversitesi'nde bağbozumu etkinliği
- 10:35 - Mardin’de Muharrem ayı nedeniyle 3 bin kase aşure dağıtıldı
- 10:34 - Mardin’de belediyenin hurdalığında yangın çıktı
- 10:34 - Mardin’de minibüs beton bariyerlere çarptı: 1 yaralı
- 10:33 - Diyarbakır'da 1 milyon 781 bin kök kenevir ile 511 kilogram esrar ele geçirildi
- 10:32 - Diyarbakır'da otomobil 3 metre yüksekten düştü: 3'ü çocuk 5 yaralı
Yusuf BEĞTAŞ / Yazar
OLMAK YOLUNDA SAHİP OLMAK
"Olmak" ve ‘‘sahip olmak" farklı anlam taşıyan iki ayrı kavramdır.
Bu iki kavramın anlam dünyasında iç içe geçmiş birbirinden farklı çok verimli ayrım(lar) vardır. O verimli ayrım(lar) anlaşıldığında hayatın akışı da, hazzı da daha çok verimli olur.
İnsan önce olmalıdır. Sonra sahip olma yolunda ilerlemelidir. Sahip olunanlara değer vererek, sahiplenerek ve de sahip çıkarak..
Sahiplenme, kendi öz varlığı gibi düşünme, öz varlığı gibi ve hatta ondan daha fazla kollama anlamına gelir. Sahip çıkma ise bir şeyi koruma, kollama, koruyucusu olma davranışıdır. Sağlıklı olduğu sürece sahiplenme de sahip çıkma da çok kıymetlidir, erdemli bir davranıştır.
Sağlıksız bir sahiplenme ve sahip çıkmada korkulan şey “kendinin sanma”dır. “Kendinin sanma” durumunda “hak iddia etme” söz konu olabilir. Oysa sahiplenme ve sahip çıkma, “kendinin sanma”dan daha üstündür, çok daha fazla dikkatli olmayı ve daha fazla sorumluluk hissini gerektirir, emanet alma söz konusudur.
Fanilik bilincine göre, bu dünyada bize verilen her şey -(varlık, kişilik, sağlık, makam, yetki, güç, yetenek, beceri, servet, çevre, bilgi, donanım vs.)- birer emanettir. Bu emanete sağlıklı bir şekilde sahip çıkmak esastır. Bu bir yükümlülüktür. Bu yükümlülüğü bilinçli bir şekilde yerine getirdiğimizde, hayatımıza düzen ve istikrar sunan bir ruhaniyete kavuşmuş oluruz. Zira fani olan baki olan değerlere saygı gösterdiğinde hayatın anlamı ve gayesi ortaya çıkar. Her şey kıymetini bulur. Hayatın güzelliğine bu açıdan bakmak ve ona şefkat ile yaklaşmak, insanı varoluş bilincine götürür..
Esas mesele insanda işleyen ilahi hakikatlerin örtülmemesini veya kaybolmamasını sağlamaktır. Şayet ego benliğimizi sararsa ve toksik düşüncelerle bizi kilitlerse, ruhumuzdan YARADAN'a uzanan yolları kapatmış oluruz.
Söylendiği gibi “emanete ihanet olmaz”. Bir şeyi sahiplendiğimizde ve sahip çıktığımızda kendi öz varlığımızı koruma ve kollamaktan çok daha fazlası beklenir. Zira sahiplenme ve sahip çıkma, sahip olmaktan çok daha üstündür.
Sosyal bilimcilere göre, "Olmak kişi ile ilişkilenirken, sahip olmak kişi olmayan, fakat kişinin içinde kendini kaybetme riski taşıdığı her şeyle ilişkilenir’’ (Gabriel Marcel).
Biz insanlar, bu temel ayrımı anladığımızda, gerçek manada fark ettiğimizde, bu farkındalığı hizmet ve sorumluluk alanımıza ruhen yansıttığımızda, empati kurduğumuzda, bir başka insanın acısına veya sevincine ortak olduğumuzda insan olma yolunda ilerleme sağlarız. Zira olmak eğilimli kişi her şeyi kendi çıkarları açısından değerlendirmeyen egosunu aşmış bilinçli insandır.
Dolayısıyla “olmak”, kendini yenilemek, geliştirmek, akmak, sevmek, egoyu aşarak diğer insanlara yönelmek ve onlarla işbirliği yapmak ve özden vermektir. O halde bilinmelidir ki, sahip olunanlar değil, iyiyi arama çabasıdır insanı "olmak" yolunda tutan..
İnsanda doğal olarak var olan sevgi, ahlak ve değer verme gibi erdemler, "olmak" yoluna işaret eden temel görgü kuralları içinde saygın yere sahiptir.
Ancak toplumsal gerçeklik içinde zaman içinde kazanılan yerleşik algılardan, kalıp yargılardan (sterotipler), önyargılardan, yanlış anlamalardan, olumsuz koşullanmalardan, olumsuz düşüncelerden, içten pazarlıklı yaklaşımlardan, art niyetlerden, kıyaslamalardan, hor görmelerden, nefretlerden, kinlerden, kıskançlıklardan, tahammülsüzlükten, kuruntulardan, takıntılardan, ihtiraslardan, kibirlerden, gururlardan, maskelerden, bilgisizliklerden, alınganlıklardan, gücenikliklerden, bağnazlıklardan, kaprislerden, komplekslerden ve sahip olunanların insana egemen olmasından ötürü insanın doğal yapısı bulanmaktadır. Negatifleşmektedir.
Değerli Zülfikar Özkan Hoca konuyu şöyle açıklar: "Mala, mülke, şöhrete, insana, bilgiye sahip olabiliriz. Onları ele geçirebiliriz, kendimize mal edebiliriz, istediğimiz gibi kullanabiliriz. Ancak bu maddesel sahip oluşların sonu yoktur. Sahip olmak tutkusundaki kişiler hep daha fazla şeye sahip olmak isteyeceklerinden kendilerinden daha fazla şeye sahip olanları kıskanacaklar ve kendi mallarına göz dikecekleri telaş ile korkacaklardır. Olmak eğilimli kişi ise, hiçbir şeyi kendine mal etmeye ve ona egemen olmaya çalışmayacaktır. O her şeyi kendi bütünlüğü, canlılığı, hayatı ve gelişimi içinde sevecektir. ‘’
Yunus Emre, bu gerçeği şu anlamlı sözle ifade eder: “Bilmek olmak değildir, olmaya bak olmaya...”
Çağdaş yazar Marianna Williamson ise ‘‘olmak’’ konusunu şöyle vurgular: ‘‘İçinizdeki ışığın farkına varıp, onun hem kendi yolunuzu, hem de başkalarının yolunu aydınlatmasına izin verin.’’
Yolda olmak ve yolda kalmak için bilmek, yapmak, olmak gerekir. Hem bilmek, hem yapmak için olmak zorunludur. Öbür türlüsü aksaklık ve huzursuzluktur.
Denildiği üzere; ‘‘İnsan akılla bilir, kalple bulur, ruhla olur.’’
Olmaya odaklanan ve olmak yolunda yürüyen insanlara selam olsun!
Yusuf Beğtaş
- Yorum Ekle
- Arkadaşına Gönder
- Yazdır
- Yukarı
- Tıp Fakültesi Akademik Kadrosunu Güçlendirmeye Devam Ediyor
- Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan, Bulgaristan halkına geçmiş olsun mesajı
- AK Parti Sözcüsü Çelik: Netanyahu'nun kabinesi 21. yüzyılın soykırımcı katliam şebekesidir
- Ay'ın dolunay hali güzel görüntü oluşturdu
- Ticaret Bakanlığı, 466 firmaya dahilde işleme izin belgesi düzenledi
Midyat’ta Sinema ve Kütüphane Günleri
Akın Akın Midyat'a geliyorlar
ÖMERLİ'NİN MAHSARTE TÜM RENKLERİ, GÜZELLİKLERİ, EL SANATLARI, YÖRESEL ÜRÜNLERİ, TARİHİ SOKAKLARI
Ömerli Belediyesi ev spor kompleksinin inşaatına başladı
- 1
- 2
- 3
- 4
- 5
- 6
- 7
- 8
Tel : / Faks : 04824641346 | Yazılım: CM Bilişim - Tasarım: INVIVA