• Mardin15 °C
  • Diyarbakır15 °C
  • Batman14 °C
  • Şırnak13 °C
  • İstanbul14 °C
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Çocuk eğitimi anne karnında iken başlar
29 Ekim 2019 Salı 14:20

"Çocuk eğitimi anne karnında iken başlar"

​İdeal Eğitim Vakfı tarafından "Çocuk Eğitimi" ilgili düzenlenen seminerde konuşan Eğitimci Adnan Akgönül, çocuk eğitiminin çocuk doğar doğmaz, hatta anne karnında iken başladığını ifade etti.
İdeal Eğitim Vakfı (İDEV) Şanlıurfa İl Temsilciliği tarafından "İdeal Eğitim Seminerleri" kapsamında "Çocuk Eğitimi" konulu seminer düzenlendi.
 
Seminer, Eğitimci Adnan Akgönül’ün, çocuk eğitiminde dikkat edilmesi gereken hususlarla ilgili sunumuyla başladı.
 
Çocuk eğitiminin anne karnında başladığını ifade eden Akgönül, "Çocuk eğitimi; çocuk doğar doğmaz, hatta anne karnında iken başlar. Bu uzun soluklu ve sabır gerektiren bir süreçtir. Bebek yaştaki çocuğu şefkatle kucağa almak, ona gülümseyerek bakmak, yanında bağırmamak, hoş nağmeler-ninniler söylemek bile bu eğitimin bir parçasıdır." diye konuştu.
 
Çocuk eğitimine devletlerin önem verdiğine belirten Akgönül,  "Her toplumda geleceğin büyükleri olan çocukların eğitimi için bazı tedbirler alınmış ve farklı yöntemler ve kurallar uygulanmıştır. Çocuk eğitimi; ailelerin, toplumların ve hatta devletlerin en önemli programları arasında yer alır. Toplumun geleceğini emin ellere teslim etmek için bugünün çocuklarını iyi ve sağlıklı bir eğitimden geçirmek bu programların temelini teşkil eder. Bundan dolayı hükümetler bütçelerinin önemli bir kısmını eğitime ayırmak zorunda kalır. Bütün bu çabaların ve yapılan masrafların temel bazı hedefleri vardır." ifadelerini kullandı.
 
Çocuk eğitimindeki temel hedefler hakkında bilgi veren Akgönül, "Çocuk eğitiminde; geleceği güvence altına almak, nitelikli, erdemli ve ahlaklı bir nesil yetiştirmek, temel görev ve sorumlulukların aksamaması, toplumun yozlaşmasını ve yanlış mecralara kaymasını önlemek, toplumun var olan tarih ve kültürüne sahip çıkmak hedeflenir. Ayrıca; toplumun temel dayanakları olan değerlerin korunup sonraki nesillere aktarılması, aile kurumunun mutlu ve güçlü olması, bireysel veya toplumsal hedeflere ulaşmak ve toplumun maddi ve manevi kalkınmasında en iyi yatırım için…" diye konuştu.
 
"Çocuk eğitimi, çocuğu iyi tanımakla başlar"
 
Çocuk eğitiminin olumlu neticeler vermesi ve istenilen hedeflere ulaştırması için bazı temel ölçülere dikkat edilmesi gerektiğine dikkat çeken Akgönül, "Çocuk eğitiminde anne-babanın rolü çok büyüktür. Aile, çocuk eğitiminin ilk ve en temel mektebidir. Ailede anne-baba tarafından verilen bilgiler ve gösterilen davranışlar daha kalıcıdır. Anne baba çocuk eğitimine hazır olmalı, eksikliklerini süratle gidermelidir. Çocuğun fiziksel ve zihinsel gelişimi hakkında bilgi sahibi olmalı, gerektiğinde anne-babalar büyüklerinin tecrübelerinden istifade etmelidirler. Çocuklara sağlıklı bir eğitim vermek için onu iyi tanımak ve gelişim aşamalarını dikkatli bir şekilde gözlemlemek gerekir. Çocuk eğitimi, çocuğu iyi tanımakla başlar. Çocuğun davranışları iyi gözlenirse isabetli kararlar verilir ve etkili bir eğitim imkânı doğar. Çocuk eğitimi, çocukların bulundukları yaş seviyelerine, fiziki ve biyolojik yapılarına dikkat edilerek verilmelidir." şeklinde konuştu.
 
Seminer daha sonra çocuk eğitimin şeri boyutu ile ilgili İlahiyatçı İbrahim Kaya’nın sunumu ile devam etti.
 
"Hazreti Muhammed merkeze konmadıkça çocuk saadeti katiyen vaki olmaz"
 
Çocuk eğitiminde Hazreti Muhammed’in örnek alınması gerektiğini belirten Kaya, "Tüm güzelliklerin ve değerlerin Hazreti Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) geçtiğine şahit olmaktayız. Çocuk eğitimi ve terbiyesi ile ilgili Hazreti Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) merkeze konmadıkça çocuk saadeti katiyen vaki olmaz. Bu nedenle Hazreti Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) bazında bir hanede bir çocuk nasıl sahabe nesli gibi yetişeceğini Hazreti Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)’den gelen direktifleri temel alarak, tatbiki hayatından örnekler getirmeye çalışacağız." ifadelerini kullandı.
 
"Hazreti Muhammed’in içinde olmadığı her gönül haraptır"
 
Hazreti Muhammed'in olmadığı her hanenin ifsat olmaya mahkûm olduğunu belirten Kaya, "Hazreti Muhammed’in içinde olmadığı her gönül huzursuz ve harap olduğu muhakkaktır. Ancak Hazreti Muhammed’e (sallallahu aleyhi ve sellem) gönül kapısını açmış her nefer serfiraz ve sermedar olmuştur. Bu minvalde Sahabe-i Kiram ve tabiin efendilerimiz örneklik teşkil etmektedir. Bir İngiliz, Hazreti Muhammed’in (sallallahu aleyhi ve sellem) hayatını teftiş etme neticesinde şöyle demiştir; ‘Ben tüm Peygamberlerin hayatlarını araştırdım, aralarında en halim, selim olarak Hazreti Muhammed’i gördüm.’ Biz ehli imanın nazarında, tüm peygamberler aynı ahlaki boyutlara sahiptir. Ancak Hazreti Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) bu çerçevede daha önemlidir. Böyle bir zat tohum mesabesinde görülüp kalplere saçıldığı vakit yeşerir ve kalpleri gülistana çevirir." şeklinde konuştu. (İLKHA)
 
 
 
Bu haber toplam 410 defa okunmuştur
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Mardin nöbetçi eczaneleri
ANKET
2024 Yerel Seçimlerinde Kimi Belediye Başkanı Olarak Görmek istiyorsunuz?
Tüm Hakları Saklıdır © 1997 - 2023 Midyat Habur | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : / Faks : 04824641346 | Yazılım: CM Bilişim - Tasarım: INVIVA